Denizin Teni 2.5/5
Selamlarr! Bugün Afrika mitolojisiyle yazılmış fantastik bir kitaplayım, yine ilklerimi yaşıyorum
Ana karakterimiz Simidele, yalnızca beyazların sürebildiği ve işte sözüm ona “alt tabaka” olan siyahilerin esir alındığı bir gemiden atlayıp intihar ediyor. Ama tabii kutsal Yemoja, denizin dibinde buna benzer insanlar için yas tutarken bir de aralarından 7 tanesini seçip Mami Wata (suların annesi) yapıyor. Simidele de onlardan. Mami Wata olduktan sonra önceki geçmişini tamamen unutuyor. Görevi, suya düşen ölü insanların kutsal yolculuğuna eşlik etmek. Bir gün genç bir adam düşüyor karşısına, tam görevini yapacakken bakıyor ki adam ölü değil ve Simi’nin kuyruğuna bakıyor. İlk defa başına geldiği bu olayda Simi, karaya çıkıp insan formuna girerek adama yardımcı oluyor. Tanrıları kızdırmanın kısa yolu
Bir cümlede bile denizkızı veya siren geçtiği zaman fanı olan ben, bu kitabı sevemedi arkadaşlar ): Kitapta bariz olarak ırkçılığa dem vuruluyor, bunu alın ve fantastiğe yerleştirin. Sürekli olarak gözümüze “koyu kahve bacaklar” “kahve ten” sokulup durdu yani tamam ama okuyucun da en dip racist değil ki Issa gibi çok tatlı yan karakterler vardı ama kitabı kurtarmaya yetmedi. Ben kitaptan daha çok denizaltına dair yaşam bekliyordum, bir ara karada sırtlanlarla falan savaştılar NE ALAKA YA DENİZ TEMALI KİTAPTA SIRTLANLARLA SAVAŞ??? Sözde kitabın konusu Simi’nin kendisini Tanrılara affettirmeye çalışacak olmasıydı ama tüm kitapta Kola’nın ikiz kardeşlerini aradık… İyi ki çabuk okundu da hemen bitti yoksa baygınlık geçirtecek bir kitaptı.