Kitabın, hepimizde bulunan yaralardan, acılardan ve iyileşme sürecinden bahseden bir kurgusu var. Tam da adını yansıtıyor aslında. Okurken şunu farkettim; herkes için ölçüsü farklı olsa da zaman gerçekten bir ilaç. Çünkü bu tür kitaplarda siz de kendi kayıplarınızı hatırlıyorsunuz ama en çok sızlayan en taze yara oluyor.
Yas süreci herkeste farklı işliyor. Herkes farklı şekillerde baş etmeye çalışıyor. Zeynep, Çolpan, Derviş dede ve eşi bizim için bu konuda örnek oluyor kitapta. Ve tabiki Derviş dedenin bakış açısına, gönül gözüne sahip olabilmeyi diliyorsunuz.
Yazar bu konuyla sınırlamamış kitabı. Akran zorbalığını ele almış ama sadece zorbalığa uğrayan değil, zorbalık yapanın nedenleri üzerinde de durmuş. Sonra birçok evliliğin geçtiği bir sınavdan bahsetmiş. Birbirlerini sevdikleri halde 'ben' kavramını aşıp 'biz' olamayan çiftlerden. Tüm bunlar, karakterler üzerinden anlatıldığı için de akıcı, merakla okunan bir kurgu olmuş.
Kitabın bir noktasında, tasavvufun psikoloji ile paralel doğruları savunduğunu, hatta isimleri farklı olsa da benzer önerilerde bulunduğunu söylüyor karakterlerden birisi. Yazar da bu çizgi üzerinden ilerlemiş kitapta. Tasavvuf ve psikoloji birleşmiş, maneviyat yüklü, huzur veren çok güzel bir kitap çıkmış ortaya.