Herman Melville’in Katip Bartleby’sinin bir yerden sonra neredeyse hiçbir şey yapmamayı tercih eden kahramanından yola çıkarak yazmayı bırakan yazarları konu almış Vila-Matas. Ve bunu bir kitabın dipnotlarını yazıyormuşçasına bir formatta yazmış. Her dipnotu farklı bir yazara veya duruma ayırmış. Montano Hastalığı’ndaki kadar kalabalık bir ekip var ama bunların bir kısmı kurgu karakter ve çok eski bilinmedik yazarlardan da bahsettiği için bir yerden sonra gerçek mi kurgu mu paranoyasına düşüp internette isim tarar oldum
Dipnotların bir kısmı bana çok didaktik, üstüme sadece bilgi fırlatılıyormuş gibi geldi. Salinger’dan ve Saramago’dan bahsettiği kısımlar en hoşuma giden yerlerdi. Keşke buralardaki kurgu tarzını daha çok kullansaydı dedim. Bu arada sadece az eser veren, yazmayı bırakanların dışında da bahsi geçen yazar çok ki böyle bir konusu olan kitabın ironik olarak Tolstoy ile sonlandırılması hoşuma gitti. Sonsöz kısmıysa kitabın en sevdiğim yeri oldu.
Vila-Matas, yazma eylemini konuşmayı, deşmeyi seven bir yazar ve bu yönünü, orijinal bakış açısını sevsem de bu kitabından pek istediğimi alamadım. Buna rağmen okumak istediğim diğer kitaplarına karşı merakımı kaybetmedim.