Bazen insanın içine bir hüzün düşer ya hani neden olduğunu, ne olduğunu bilmeden... Öyle yüreğinin orta yerine oturur. Geçmez. Ne geçirir diye düşünürsün, sonra düşüncelerinde boğulursun ya hani.
Hani bazen her yerden, herkesten, her şeyden kaçmak ister ya insan. Denizi, ormanı çok seviyordur ama onların dünyada olduğu gelince aklına soğur ya en sevdiklerinden... Sonra kaçamaz ya hani.
İnsanın iç savaşları olur ya bazen. Kazanan da sen değilsindir kaybeden de. Ama yara alan taraf hep sen olursun. Herkesin yardımına koşmak ister ya hani. Derdi olana derman olayım dersin, yaralarına merhem olayım, baş koyulacak bir omuz bir diz olayım. Olursun da. Sonra sıra kendine gelir ama herkesin derdine koşan sen değilmişsin gibi kalakalırsın. Demem o ki : hani insan kendine zehir olur ya bazen...
Olamaz insan bazen, olmaz, olamaz belki de oldurulmaz, oldurulamaz... Bunları düşününce der ki insan bir "hiç"im ben... Neyse çok uzattım Yunus Emre'nin bir sözüyle bitireyim cümlelerimi:
"Bir avuç toprak biraz da suyum ben
Neyimle övüneyim işte buyum ben"