İnsanların inançlarının olması için sezgilerinin, yani arıtılmış duyumlarının olması gerekir.
İnanç, bir kaynaşmanın, zıddıdır. Fakat o, saf ve basit bir ayırt ediş de değildir. Bu başkasında yaşarken, ayni zamanda tamamiyle kendisi olmaktır, daha ziyade başka varlıkları bizzat kendisinde yaşatmaktır.