Goethe'nin İnfazı beni alıp bıçaklayan, yüreğimi lime lime doğrayan bir eser oldu. Goethe, Weimar'da Dük'ün önce dostu sonra danışmanı olmuştur. Prensliği Orta Çağ karanlığından kurtarmak için Dük'e yardım etmek istemektedir. Bir gün kendisini çok zor bir davanın ortasında bulur. Hizmetçi,besleme Johanna, efendisinden olma yeni doğmuş bebeğini öldürmekten yargılanmaktadır. O dönem cezalar Orta Çağ'ın zulmünün etkisiyle verildiği için uygulamalar, infazlar tüyleri diken diken etmektedir.
Johanna'nın tecavüz, tutuklanma, yargılanma ve infaz sürecini anlatan bu eseri Glass mahkeme kayıtlarını kullanarak yazmıştır.
Johanna'nın yaşadıkları, çektiği ızdırap ve döktüğü gözyaşları eşliğinde " adalet" kavramını sorguladığımız eser bize adaletin de ne kadar sınıfsal ve cinsiyetçi olduğunu yüreğimizi deşe deşe anlatıyor.
Hem burjuvaların gösterişli hayatını hem Johanna ile her alanda sömrülen yalnız kadınların sistem karşısındaki zavallılığını, sistemin çarkları arasında nasıl ufalandığını,yoksulluğu okuyoruz. Hukukun sınıflar arasında farklı işlediğini görüp yine ve yine kadın olmanın sancısını çekiyoruz her satırda. Hem sınıfsal hem cinsiyetçi bakışlarla adaleti sorgulatan bu metin her açıdan insanı çepeçevre sarıyor. Çok beğenerek okudum. Goethe, bu danışmanlık görevinden sonra bir İtalya seyahatine çıkar, İtalya Seyahati de klasik tadında çok guzel bir gezi kitabıydı. İki kitabı da keşke herkes okusa .
