Geç dönem Osmanlı İmparatorluğu hakkındaki akademik araştırmalarda öne çıkarılan ilk mesele, 20. yüzyılın başında Osmanlı liberalizmi ile Jön Türkler/İttihatçılar arasındaki ilişkiyse, ikincisi de savaştan yenik çıkarak 1919'da işgal edilen ve 1922'de ortadan kaldırılan Osmanlı İmparatorluğu ile 1923'te kurulan Türkiye Cumhuriyeti arasındaki ilişkidir. Süreklilik ve/veya kopuş üzerinden ele alınan bu mesele, Osmanlı geçmişinden topyekûn kopuş ve Türkiye Cumhuriyeti'nin resmî tarihinde ortaya konan Türk milletinin bağımsızlık için tam bir birlik içerisinde mücadele ettiği iddialarından beslenir. Mustafa Kemal (Atatürk), 1927'de sunduğu dört günlük destansı Nutuk konuşmasıyla bu resmî tarihin parametrelerini belirlemiş ve böylece hem parti başkanı hem de Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı olarak tek parti devleti içindeki otoritesini pekiştirmenin önünü açmıştır. Geçmişe dair hadiselerin bu anlatımında, Mustafa Kemal'in kişisel hikâyesi, Türk milletinin hikâyesiyle birleşmiş bir hâldedir ve Mustafa Kemal'in siyasi otoritesinin tekil mahiyeti, bu hadiselerin başka türlü ele alınmasını 1950'lere kadar neredeyse imkânsız hâle getirmiştir.
Genç Osmanlıların ardından gelen nesillerde çok sayıda Osmanlı liberali bulunduğundan, Osmanlı liberalleri ile Jön Türk hareketi içinde ortaya çıkan ITC hizbi arasındaki çatlak, 1908'deki İkinci Meşrutiyet dönemine kadar devam etmiş ve akabinde uzun bir süre boyunca gelişimini sürdürmüştür. Benim iddiama göre 20. yüzyılda muhalefetin doğuşu, tam da bu çatlağa dayanmaktaydı. Genç Osmanlılar ile Osmanlı liberallerinin sonraki kuşakları genellikle seçkin İstanbul Osmanlı bürokrasisi ailelerinin mensuplarıydılar ve Fransa hayranıydılar. Öte yandan ITC'ye öncülük eden isimlerin pek çoğu ya Balkanlar'da doğmuşlardı ya da Rusya'dan gelen göçmenlerden oluşuyorlardı ve dolayısıyla daha mütevazı kökenlere sahiptiler. Bu kişiler genellikle 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında Alman etkisi altındaki Osmanlı askerî akademilerinde eğitim görmüşlerdi. Bana göre Jön Türklerin meşrutiyet yanlılığı temelindeki koalisyonu, İttihatçılar ve onlara karşı çıkanlar şeklinde parçalandıkça muhalefetin ifade ettiği anlam da değişmiştir. Muhalefet kavramı bir süre sonra tahayyül edilen bir meşrutiyet rejimine ait teorik bir ideal olmaktan çıkıp, 1908 sonrasında ITC'ye karşı gelen Osmanlı liberallerinin yanı sıra dinî şahsiyetler ve diğer gelenekçi unsurlar gibi gruplarla ilişkilendirilen bir kavram hâline gelmiştir.
Reklam
Enver Paşa ve diğer İttihatçılar, Arap çöllerinde ve Turan ellerinde hayal peşinde koşmanın hesaplarını yaparken, Atatürk Anadolu'yu savunmanın hesaplarını yapmıştır.
Padişah ile Damat Ferit, milliyetçileri, Bolşevikler ya da en azından mason İttihat ve Terakkicilerin artığı ‘dinsiz İttihatçılar’ diye nitelendirerek onlara karşı İslami duyguları kışkırtmaya çabalıyordu. Anzavur kendi çetesine, Hz. Muhammed’in Gücü anlamına gelen Kuva-yı Ahmediye daha sonra da Kuva-yı Muhammediye adını vermişti. Damat Ferit’in inzibat gücünün bir adı da, Hilâfet Ordusu’ydu. Sonunda Mustafa Kemal din kozlarını oynamaya karar verdi. 21 Nisan’da yayınladığı genelgeyle meclisin açılışında yapılacak dini törenleri açıkladı. Kuran ve hadislerden parçalar okunacak, kurbanlar kesilecek, Peygamber’in Sakal-ı Şerif’i ve bayrağı dolaştırılacak, aynı zamanda halife olan sultanın, kullarının ve ülkesinin güvenliği için dualar edilecekti. Mustafa Kemal benzer törenlerin ülkenin dört bir köşesinde yapılarak, özel dualar ve vaazlarla yeni meclisin vatani görevlerinin açıklanmasını da istedi.
Sayfa 329Kitabı okudu
Enver Paşa.
Herkes mey’us iken sendin ümid-vâr, Bu millete ancak senden ümid var… Mağlûb idik, sen etmeden tereddüt, Dedin: “Bu il yine galib olacak.”
-Sen İttihatçı mısın? - Elhamdülillah öyleyim. - Ne vakitten beri? - Kendimi bildiğimden beri!
Reklam
'Hayat kısa ölüm ise mukadderdir. Öyleyse ölümden korkmak niye?'
Yatağında ölmeyi hatırından sök, çıkar!
'Biz yatağımızda, ecelimizle ölmeyeceğiz.'
Yol çok güzel.
'Vatan sevgisi, ülke uğrunda giriştiğimiz savaşın amacı, bize her çareye başvurarak başarılı olmayı emrediyordu.'
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.