"Sabahları bahçede sıraya giriyoruz. Andımızı okuyoruz. Doğruyum. Çalışkanım. Bu antta bir sürü yalan söylüyoruz: Yalancılar var; onlar da doğru­yum diyor. Tembeller var; onlar da çalışkanım diyorlar. Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir diyoruz, yalan. Yur­dumu milletimi özümden çok severim diyoruz, yalan. Burda yurtsever bir gençlik yok. Sonra 'iyi dersler di­yorlar, bu da yalan; dersler hiç de iyi değil."
Sayfa 373Kitabı okudu
[...] güçlü olmak için geçmişten dersler çıkarmak, bunun için de geçmişte olup bitenleri iyi bilmek gerekiyordu.
Sayfa 228 - Can Yayınları - 44. BaskıKitabı okudu
Reklam
Edebiyat çok iyi bir şeymiş Varenka. Bunu evvelsi gün aralarındayken öğrendim. Derin ve öğretici! İnsanın kalbine güç veriyor. Okudukları kitapta buna dair başka fikirler de vardı. Edebiyat bir resime, daha doğrusu hem resime, hem aynaya benziyor. İhtiraslar, ifade, çok ince tenkit, faydalı dersler ve vesikalar…”
Bunca kağıt, vakit, mürekkep harcanarak doldurulan bu yapraklar ne işe yarayacak? Bütün bu ders kitaplarından ne çıkacak? Ne diye altı yedi yıl bir yere kapanıp programlar, azarlar,dersler içinde ölesiye didinmeli? Ne diye koşmaktan, oynamaktan, eğlenmekten zorla kendini yoksun etmeli? Bunun sonu yok ki... Ne zaman yaşayacağım ben? Bunlardan çoğu hayatta hiç bir işe yaramayacak. Çiftlikte iktisadın, cebirin, geometrinin bana ne yararı olacak?" Tarih ona yalnızca insanlığın ne kadar zavallı olduğunu öğretmişti: Bir dönemde insanlık felakete uğruyor, mutluluğunu yitiriyordu; sonra bütün gücüyle çalışıp çabalamaya koyuluyor, iyi günlere kavuşmak için türlü cefalara katlanıyordu. Nihayet tarihin bir döneminde insanlık rahata kavuşacak gibi oluyor; artık tarihin kendisi de rahat edecek diyorsunuz. Nerede? Tekrar işler bozuluyor; her şeyin altı üstüne geliyor; insanoğlu yeniden çalışıp çabalamaya başlıyordu... Güzel günler bir türlü sürmüyor; hayat değişiyor, her şey durmadan bitip yeniden başlıyordu.
Güçsüz ülkeler eninde sonunda fethedilmeye mahkûmdu,güçlü olmak için verilen savaşımda ise hayallere yer yoktu. Dahası,güçlü olmak için geçmişten dersler çıkarmak,bunun için de geçmişte olup bitenleri iyi bilmek gerekiyordu.
Senin derin düşüncelere sahip bir genç hanım olduğunu, iyi kitaplar okuduğunu ve okuduklarından dersler çıkardığını biliyorum.
Reklam
"Oxenfurt Akademisi'nde okurken tarih en sevdiğim dersler arasında ikinci sıradaydı." "Birinci sırada ne vardı?" "Coğrafya," dedi ozan ciddi bir sesle. "Çünkü dünya atlası bütün kitaplardan daha büyüktü ve arkasında içki şişesi daha iyi saklanabiliyordu."
Sayfa 235 - Görüyorum ki bilgelik ve ilham hâlâ kitap raflarında gizli.Kitabı okudu
Eyvah, Gençlik Çok Bozdu
Sanat ve edebiyat çok yaşlı olduğu için geçmişe fazlasıyla değer verir. Bilim ve teknoloji ise gençtir ve asla eskiyi kutsamaz. Geçmiş bilgilerden önemli dersler çıkarır ama yönü her zaman gelecektir. Mesela etrafındaki herhangi birinden şu tarz cümleler duymazsın: " Ya akıllı telefonlar çok iyi ama hiçbiri Graham Bell'in tasarladığı o ilk telefonun yerini tutamaz." " Ah o eski doktorlar nerede. Şimdi en ufak bir hastalıkta seni hemen makinelerin içine sokuyorlar. Oysa eskiler öyle miydi? Hipokrat üstat gözüne bakar bakmaz hastalığını anlardı."
Sayfa 101 - Elma yayıneviKitabı okudu
Kötü muamele gören bebeklerin belki de en üzücü yönü, kendilerine bu tür muamele gösteren anne-babalarının birer minyatür kopyası olarak davranmayı ne kadar erken zamanda öğrenmiş olduklarıdır. Bazen yemek yer gibi, günde üç vakit dayak yedikleri düşünülürse, aldıkları duygusal dersler apaçıktır. Unutmayalım ki, tutkuların alevlendiği veya bir krizin tepemize çöktüğü anlarda beynin limbik merkezlerinin ilkel eğilimleri daha baskın bir rol oynar. Bu tür anlarda, duygusal beynin tekrar tekrar öğrendiği iyi ya da kötü alışkanlıklar da, baskın hale gelir.
Sayfa 479
Yazarken
En iyi çok yazıp çok okuyarak öğrenirsiniz ve en kıymetli dersler kendi kendinize verdiklerinizdir.
Sayfa 246 - Altın KitaplarKitabı okudu
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.