Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ya kullandığımız çoğu kelime Arapçadan farsçadan gelme. Başka yabancı diller konuşulunca eğitimli vs dediğiniz kişiler Arapça konuşunca mi sıkıntı? Acaba aynı hassasiyeti günlük konuşmada bile yabancı kelimeleri diline pelesenk etmiş kişilere de gösteriyor musunuz? Belki öğrendiği dili geliştirmek için konuşuyordur size ne? Kutsal kitabını daha iyi anlamak ve kavramak için öğrendiği veya keyfiyen öğrendiği dili konuşması niye bu kadar batıyor. İngilizce almanca vs olsa sesiniz çıkmıyor eğer çıksaydı onları da eklerdiniz. Bir dili konuşmak konuşmak istemek illa o millete aidiyet hissetmek fanı olmak demek değildir. Tamamen keyfi Türkçe öğrenen konuşan bir sürü yabancı var ne onlara ne diyeceksiniz? Dilimiz elbette çok güzel ama başka dillere laf atmanızı veya küçük görmeniz hakkını size vermiyor hele ki çoğu kelime kökeni şikayet ettiğiniz bu dilden geliyorken! Konu Avrupa değil de Ortadoğu olunca sesiniz çok çıkıyor. Bu kadar nefrette hastalık artık. Zamanında kürtlere yapılan dil zorbalığı, şimdi Çin'in Doğu Türkistan a yaptığı dil baskısıda sizin gibi zihniyetler ile aynı. Bir bitmediniz!
nosthalgia

nosthalgia

@nosthalgia
·
04 Mayıs 19:16
arapça konuşan türk görünce yüzüne şamarı yapıştırmak istiyorum. kifayetsiz türkçe neyine yetmiyor, aklına fazla mı geldi? kabın mı küçük? dindar olmayı arap olmak sananları görünce büyük bir öfke kaplıyor. acaba bu kapsızları nasıl eğitebiliriz?
Son zamanlarda izlediğim en iyi film oldu. Muhteşem oyunculuğu bir kenara bırakırsak hayatın sadeliğinin verdiği tadı hissetmek inanılmazdı.
Reklam
yeissensura
İyi hissetmek kendine olan borcun.
Yakamoz& Papatya [1-8] hepsini okumak isteyenlere...
Aşk lafını ağzına almazdı Yakamoz. Nerede aşık görse garipser, aşk acısı gördü mü dayanamaz, gülerdi. Çok ketumdu, kimseye hiçbir şey söylemezdi. Bir kadının onu seveceğine inanmazdı, gerçek aşkın onu bulacağına ihtimal bile vermezdi. Sonra bir gün onu gördü, onu Papatyasını bakmaya kıyamadığı o narin çiçeğini hayatında hiç böyle hissetmemişti.
Sana tek iyi gelen kişiyi rahatsız ediyormuşsun gibi hissetmek
Yengeç zihniyeti, bir kimsenin herhangi bir fayda olmaksızın kendilerinden daha başarılı kimselere yönelik olumsuz düşünce, ifade ve davranışlarda bulunmasıdır. Bu zihniyetteki bir kimse, örneğin, basitçe kendi çalışmalarında zorlanması sebebiyle derslerinde kendisinden daha başarılı olmaya başlamış bir arkadaşının hevesini kırabilir veya
Reklam
Ben seni karanlıkta buldum da sevdim, İçindeki acıyı paylaşmak için, Yaşadığın kaderi paylaşmak için sevdim.Ben seni derdine ortak olmak için, Her kalp atışımda içimde hissetmek için sevdim. Yüreğime yakışan tek insan olduğun için sevdim. Ben, senin gözlerinde mutluluğun resmini çizebilmek için sevdim. Göz bebeklerime her baktığında kendini görebilmen için sevdimBen seni damarlarımda kan yerine sen dolaştığın için sevdim. Ben seni yalnızlığın ile yalnızlığıma geldiğin için sevdim. Kimsenin iyi gelmediği yerden geldiğin için sevdim. Sevgin hafızama nakış edildiği için sevdim. ALLAH'tan dilendiğim tek duam olduğun için sevdim.Ben seni bir gün bir ömür sevebilmek için sevdim. Ben seni soğuk kış mevsimlerinde hayalinle beni ısıttığın için sevdim.Ben seni gecenin en koyu karanlığında önümü aydınlatan ışık olduğun için sevdim. Ben seni tam çaresizliğin ortasında sıkışıp kaldığımda yüreğime çare olduğun için sevdim.Sevgime layık olabileceğini bildiğim için ve sevgine layık olabileceğimi bildiğim için sevdim. Ben seni geçmişinde her ne yaşadın ise kabullenerek, Yeni bir geleceğe geçmişten bir iz bırakmamak için sevdim.Ben seni; Gözlerine huzuru, Yüreğine mutluluğu, Ömrüne ömrümü adamak için, Ben seni sadece sevdim... Sen beni sevsen de sevdim, sevmesen de sevdim
Yakamoz& Papatya-8
--- Papatya, hemen Yakamoz'a bir mektup yazarak ona bu rüyayı anlatmak istedi. Elbette ki sevdiği bir rüya tabircisi değil, fakat onun bu rüya hakkındaki görüşlerini çok merak ediyordu. Bir çırpıda mektup yazan Papatya, büyük bir heyecanla Yakamoz'dan cevap bekliyordu. 2 hafta sonra Yakamoz'dan cevap gelmişti. Yakamoz aynen şöyle
Muçi - Ferhat Aksoy
"İyi geceler." dedi yastığını tokatlayıp uzanmaya hazırlanırken. "İyi geceler." diye yanıtladı dördü. Ben koroya katılmadım. Gözlerimi açalı beş saat olmamıştı. Gece yarısından dört saat önce uyanmıştım. Gecenin iyi mi, kötü mü geçeceğine ben tanıklık edebilirdim. Uyumamamın sebebi tabii ki gecenin yargılanışında şahitlik etme isteğim değildi. Asıl sebebini ben de bilmiyorum ama son altı yıldır gündüzleri yaşamıyorum. Tabii zamanla farkettiğim ya da kendimi iyi hissetmek için uydurduğum bir teori vardı uykuyla ilgili. Her şey bir ulaşma meselesiydi. Uykuya zor yoldan ulaşmak, kâbus görmenin önüne geçiyordu. En güzel uyku, ona karşı koyularak gelen uykuydu. Akşamları uyandığımda günün dörtte üçünü uyuyarak geçiren bebeklerden farksızdım. O yüzden rahatça söyleyebilirim bebek gibi uyuduğumu. Tabii bir bebek olmak varken, 21 yaşında beş erkeğin verdikleriyle nefes alıp, onlara verdiklerini iade etmem benim tercihimdi. 21 yaşındaydım. Yolun yarısı mı yoksa 14 yılım daha mı var bilinmez ama son zamanlarda başım yaşımdan aşkın." #edebiyat #yeraltı #roman #alinti
İnsan iyi şeylerden de sıkılır. Sevgiden sıkılır, ilgiden sıkılır, şekerlerden sıkılır, mutlu olmaktan bile sıkılır. Sonra boş bir odaya geçer. Beyaz duvarları olan bir odaya.. tek başına ve uzun süre kalmak ister. Hiçbir şey düşünmeyerek ve yapmayarak.. sadece kalmak, sadece beklemek, sadece yaşadığını ve kalbinin küçük ritimlerini hissetmek..
Reklam
Bazı günler keşke hayata geri dönebilseydim diyorum. Hiçbir şeyi değiştirmek değil, birkaç şeyi iki kez hissetmek için.
nefes
İnsanın küçücük dünyasından kurtulup nefes alacağı yerler olmalı.. Aslında vardır her insanın nefes alacağı yerler.. Bazen bir durup düşünmek yeter.. Nefes almaktan kasıt nedir onu bi düşünmeli insanoğlu. Uçsuz bucaksız gökyüzü yetmez mi nefes almaya? Pamuk gibi bulutları görmek yetmez mi? Sıcacık güneşi hissetmek yetmez mi? Her gün çicek açan ağaçlar yetmez mi? Her doğan gün yeni bir yaşama gebe değil midir? Tefekkür etmek en güzel nefes alma aracı değil midir? İnsana maddi anlamda veremeyeceği huzuru manen çok iyi verir... Bazen bi rüzgar yeter insanı silkelemeye. Bazen de o kadar derin bir uykudadır ki insanoğlu ; kasırgalar, şimşekler anca uyandırır bedenini, ruhunu.. Nefes almak isterse insanoğlu akletmeli, düşünmeli.. Her yeni gün nefestir insana. Anlayana, anlayabilene.. Nefes demek huzur demektir. Peki gerçek huzur nerededir? Gerçek huzur nasıl bulunur? Kalpler gerçek huzuru nasıl tadar? "ᴋᴀʟᴘʟᴇʀ ᴀɴᴄᴀᴋ ᴀʟʟᴀʜ'ı ᴀɴᴍᴀᴋʟᴀ ʜᴜᴢᴜʀ ʙᴜʟᴜʀ" Uyanacaklara, uyanabilenlere selam olsun...
"Hayır sevgilim. Sen olduğun gibi güzelsin, çok değerlisin. Hep öyleydin, öyle kal... Ben seni seviyorum, oldukça fazla... Evet seni unutur gibi olduğum zamanlar oldu doğru, lakin hiçbir zaman tam anlamıyla gidemedim senden. Hep aklımdaydın ben fark etmesem bile bilinçaltım hep sendin. Zaten o yüzden değil miydi, gündüzleri unuttuğumu sanmam,
Burak Soytürk

Burak Soytürk

@buraksoyturk
·
08 Nisan 15:40
Michelangelo'nun Rüyası
... Lodovico Buonarroti, Michelangelo'nun babası, oğlundaki salt mükemmelliği hiç anlamayan son derece varlıklı bir adamdı, bu yüzden bazen onu dövüyordu. Hiçbir çocuğu, hayatını kazanmak için ellerini kullanmayacaktı. Bu yüzden Michelangelo ellerini kullanmamayı öğrendi. Yıllar sonra, şehri gezen bir prens, Michelangelo'nun atölyesine girdi ve ustayı, tek parça halinde 5,5 metrelik bir mermer parçasına bakarken buldu. O zaman prens, söylentilerin doğru olduğunu anladı. Michelangelo son dört aydır her gün buraya gelmiş, mermere bakmış ve evine dönmüştü. Bunun üzerine prens aşikar olanı sordu, "Ne yapıyorsun Michelangelo?" ve Michelangelo da prense dönüp ona baktı. Sonra fısıldadı... "Çalışıyorum..." 3 yıl sonra mermer parçası Davut Heykeli oldu...
Araklama
Tsundoku belirtileri nelerdir? Evde çok sayıda okunmamış kitabın birikmesiyle sonuçlanan tsundoku hastalığı belirtileri aşağıdakileri içerebilir; Okuyabileceğinden çok daha fazla sayıda kitap satın almak Başka amaçla alışverişe çıktığında kendini kitap satın alırken bulmak Kitapçı, kitap fuarı gibi mekanlarda bulunmaktan büyük keyif
Özgüven
Önceden özgüvenimi kaybettiğimde bakım yapmak , güzel kıyafetler almak kısacası güzel hissetmek özgüvenimi yerine getirirdi. Kendimi çok daha iyi hissederdim. Ama artık ise yaramıyor kendimi güzel hissediyorum ama özgüvenime bir etkisi olmuyor. Güzel ama aptal hissediyorum. Özgüvenimi kaybetmek yaş aldıkça ne kadar zorlaşıyor olsa da bir kere kaybettikten sonra da tekrar kendine güvenmek de en az onun kadar zor. Şu sıralar hayat seçimlerine güvendiğin insanlarla konuşmak en azından beni teselli ediyor. Zorlandigim konular konusunda.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.