Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
Herkese merhabalar sizlere yine iyi ki okudum dediğim bir kitapla geldim... Kitap okuma arkadaşım
Kahvekokulukitaplar1
Kahvekokulukitaplar1
oldu onun sayesinde @m.tarikkoc'un kalemiyle tanışmış oldum... Hani durum hikayeleri vardir ya işte öyle bir kitap okudum.Bir edebiyatçı olarak duygularımı bu şekilde güzel cümlelerle ifade edemezdim... Acı bir tema her
Bir Hayalin Ardında
Bir Hayalin ArdındaMuhammed Tarık Koç · Hayy Kitap · 2023159 okunma
“Şu iki özelliği birleştirmek zordur: Olayları dikkate alan birinin özeni ve olayları hiçe sayan birinin pervasızlığı. Ancak imkânsız da değildir. Yoksa mutluluk diye bir şey olmazdı. Aslında yapmamız gereken bir gemide yapacaklarımıza benzer. Geminin bir kaptanı ve mürettebatı var. Siz de bunlardan birisiniz. Sonra aniden bir fırtına çıkıyor. Beni buradan sonrası ilgilendirmez diyorsunuz? Ben üstüme düşeni yaptım. Yönetim kaptanın elinde. Gemi batıyor, ben ne yapabilirim?Sadece bana kalanı, korkmadan, ağlamadan, Tanrı’ya intizar etmeden boğulmayı kabul etmek. Doğan her şey bir gün ölecektir. Ben sonsuzluk değilim. Sadece bir insan evladıyım. Nasıl ki bir saat bir günün parçasıysa ben de bütünün bir parçasıyım. Her şeyi göz önünde bulundurduğunda iyi ve doğru olan insan kendini bu evreni yönetene bırakır.”
Reklam
Yuvasına buğday tanesi taşıyan karınca, değerli bir yiyecek bulduğundan, hem gururlu, hem sevinçlidir. Yuvasına yaklaştıkça, sevinci büyür. Hiç değilse, insan düşüncesi, bunun böyle olduğuna, olacağına hükmeder. Ötede bir yerden, karıncanın bulunduğu yana doğru, şiddetli bir suyun akıp geldiğini düşününüz. Karıncanın gururu da, sevinci de, birden "beyhude"leşecektir. Besbelli ki su akıntısı, karıncayı da, taşıdığı buğday tanesini de, önüne katıp kim- bilir nerelere sürükeleyecek. Karınca, bırakın sevincini ve gururunu, varlığını tehdit eden bu olasılığı algılayabilir mi? Hayır. Ancak belaya uğradığı zaman işin farkına varacak, o zaman da iş işten geçmiş olacaktır. Oysa, algılama ve yargılama gücü çok daha yüksek olan bir insan, karıncanın bulunduğu yerdeki durumu çok daha geniş açıdan ve nesnel olarak görebilir. Einstein'ın ünlü örneğini de hatırlayabiliriz: Karınca iki boyutlu bir yaratıktır, onu yuvarlak bir topun üzerine koyarsanız, yürüyerek topu bitiremez, üçüncü boyutu algılayamadığı için bir "sonsuzluk" duygusu içinde kalır. Oysa üç boyutlu insan, karıncanın inatçı ama beyhude çabasının farkındadır. Onun, topun yuvarlak yüzeyi üzerinde dönüp durduğunu fark eder. Karınca örneği, anlatmak istediğime yarayacak mı? Pek iyi bilmiyorum. Mevlânâ, sanırım Mesnevi'de, şöyle bir laf etmiştir: Herkes kendi gücü ve emeği kadar nasib alır, eğer senin kabın az su alıyorsa deryanın günahı ne?
216 syf.
·
Puan vermedi
Gençliğinde seçim yapmak için çok erken olduğuna inanmış, şimdi ise değişmek için çok geç kaldığını düşünmüştü (s.57) aslında hepimiz öyle değil miyiz? Kafamızda plan projeler tasarlarız sonra da yarın yaparım deriz. Yarın olur bu seferde dün başlasam daha mı iyi olurdu deriz. Düne geri dönemeyeceğimizin hep farkındayız ama bu sözün arkasına
Veronika Ölmek İstiyor
Veronika Ölmek İstiyorPaulo Coelho · Can Yayınları · 202077,9bin okunma
Toprağında Sırılsıklam...
Sordu, nasılsın?? Fiziken; iyi, ruhen; "kül eviydi"... İç çekti, Derin bir son nefes daha çekti; içine... Tütün sarılır ya hani... Parmakları sararmıştı tütünden Tek nefeslik miydi bu cigaralar?
Varoluş sancıları herkeste varolmuş
XIX İLKGENÇLİK İlkgençlik yıllarımda sürekli düşünmekten, hayal etmekten hoşlandığım şeylerin neler olduğunu söylesem, sanırım kimse inanmaz bana. Çünkü bunlar ne yaşıma ne de toplumsal durumuma uygun şeylerdi. Ama kanımca insanın toplumsal konumuyla ahlaki konumu arasındaki birbirini tutmazlık, gerçekliğin en şaşmaz belirtisidir. Kendi içime
Reklam
Evrenin şu anki formu, sonsuz güçlü sonsuz bilinç’in varlığı ile daha iyi açıklanabilir. Hassas ayarlar gibi pek çok konuda bilinç, güç, sonsuzluk görürüz ve aksi açıklamalar kabızdır, sakattır. (Ateist izahlarda), tüm sorulara “çünkü evrim…” diye başlayan bir cevap görüyorum. yani “tanrı” kavramının tüm fiillerini “evrim” diye bir tanrıya yükleme işi. Evrim vardır, kabak gibi de vardır da her şeyin yegâne cevabı gibi muamele görmekte, çok fazla ortada gezmektedir ve sıkça hatalı kullanılmaktadır. Yoksa evrimsiz ne açıklanabilir ki?
Sayfa 113 - İz Bırakan Kalemler (İBK) Yayınevi, 1. Baskı, Ekim 2023Kitabı okudu
ANTONİUS Nasıl olursa olsun, iyi için bir cennet, kötü için bir cehennem olması gerek! ŞEYTAN Senin aklının gerektirdiği varlıkların yasası mı oluyor? Kötü umurunda değildir elbet Tanrı’nın, dünya kötülüklerle dolu olduğuna göre! Güçsüzlüğünden mi katlanıyor kötüye, ya da zalimliğinden mi sürdürüyor onu? Sanır mısın ki, durmadan düzeltmeye uğraşıyor dünyayı kusurlu bir yapıt gibi, gözetliyor bütün varlıkların kımıltılarını, kelebeğin uçuşundan insanın düşünmesine kadar? Evreni yarattıysa, bilge olması gereksizdir. Tanrı’da Bilgelik denen şey varsa, evrenin yaradılışı bozuk demektir. Ama iyi ve kötü seni ilgilendirir yalnız gündüzle gece gibi, acıyla tatlı gibi, ölüm ve doğum gibi; uzayın bir köşesine, belli bir çevreye, özel bir yarara bağlı şeyler bunlar. Yalnız sonsuzluk sürekli olduğuna göre, Sonsuzluk var ve işte o kadar!
Salvador Dali
Salvador Dali’nin Eriyen Saatler ya da diğer adıyla Belleğin Azmi tablosuna uzun uzun bakmışlığım var iç geçirerek. Belleğin Azminin ne için olduğunu düşünerek. Akıp giden zamana karşı mı mesela bu azim? Unutmamak için çırpındıklarımız uğruna mı? Mesela sevdiklerimizin yüzünü unutmamak için. Edindiğimiz bilgileri belki. İlk aşık olduğumuz anı,
571 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.