Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ben hasta bir adamım. Hayır bedenim değil, ruhum hasta, beynim hasta. Bütün değerlerimi kaybettim sanki. Hiçbir şeyi umursamıyorum.
Başka bir yaşamın aşkı için kendi yaşamımı gözüm görmez ve yine de öyle bir çelişki ki bu, kendi yaşamıma zerre kadar değer vermezken yaşamayı hiç bu kadar çok istememiştim. Nihai düşüncem, yaşamak için hiç bu kadar çok nedenimin olmadığıydı ve ondan sonra da Maud'un köpüklü denize dikkat kesilip anında beni çağırmaya hazır biçimde çömeldiğini bildiğim yere doğru karanlığı delmeye çalışarak uykuya dalana dek kendimi rahatlattım.
Reklam
Geleceğe güvenim yoktu, aşırı biçimde kuşkuluydum ve yine de bunların altında yatan hiçbir korku hissetmiyordum. Kendi kendime, her şey yoluna girecek, her şey yoluna girecek diye defalarca yineledim.
"Kadınlar niye saçlarını her zaman salmazlar?" diye sordum. "Böylesi çok daha güzel."
Her şeyi sorgulayıp neden sonuç ilişkisi arayan kişiliğime karşın her zaman idealist ve romantik olan ben yine de şu ana değin aşkın fiziksel özelliklerinin çoğunu kavramaktan yoksun kalmıştım. Kadınla erkeğin aşkını hep ruhla ilişkili yüce bir şey, ruhlarını birbirine çekip bağlayan ruhsal bir bağ olarak nitelendirmiştim.
Reklam
"Bakın," diyordu, "Benim görüşüme göre, insan bir şeyi arzuladığı için yapar. Pek çok arzusu vardır. Acıdan kaçınmayı ya da zevke dalmayı arzulayabilir. Ama her ne yaparsa yapsın onu arzuladığı için yapar."
Zalim yıllar zayıf bedenini paramparça etse de içindeki yaşam kıvılcımı her zamanki parlaklığıyla yanıyordu.
Eski ilkel hüznü onu güçlü bir biçimde kavramıştı. Ürperiyordu. Kendini bu hüzün nöbetine kaptırmıştı ve birkaç saat içinde insan onun içindeki şeytanın ayaklanıp harekete geçmesini bekleyebilirdi. Charley Furuseth'i anımsadım ve bu adamın hüznünün bir ceza, materyalistin materyalistliğinden ötürü daima çekeceği bir ceza olduğunu anladım.
Reklam
Oturduk ve ne diyeceğimizi bilemedik, konuşacak bir şey kalmamıştı artık Yapılacak tek şey çekip gitmekti.
Kitap okuyorsun ve yapayalnız buluyorsun kendini.
İçimde söylemek istediğim çok şey var sanki.Çok büyük şeyler. Bunları ifade etmenin yolunu bulamıyorum. Bazen bana öyle geliyor ki bütün dünya, bütün hayat, her şey içimde duruyor ve sözcüsü olmam için bana feryat ediyor. Hissediyorum.. ama .. anlatamıyorum.
"Eskiden ünlü olmak isterdim. Ama artık bunu hiç önemsemiyorum. İstediğim tek şey sensin; yemekten, giysiden, şöhretten çok daha fazla açım sana. Bütün hayalim, başımı göğsüne yaslayıp ebediyete kadar uyumak.”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.