Çünkü biz, büyük ölçüde bilincimizi şekillendiren ve insan ırkının yarısını insanlıktan çıkarma çabalarımızın arkasında yatan düalizme öncülük eden tarihin büyük uygarlıklarının kökenlerine kadar geriye giden kadim bir geleneğin mirasçılarıyız.
Bakire Meryem'in kişiliğinde yüceltildiğinde bile, kadın aynı zamanda insanın Tanrı'nın merhamet dolu cennetinden konularak ölümlü dünyanın tüm kötülükleri baş başa bırakılmasından sorumlu tutuldu.
Reklam
Çünkü o dünyada kadınlar, sokakta belki şöyle ya da böyle bir aşağılanma ile karşılaşıyorlar ama herhangi bir kiliseye girdikleri zaman, kadının saygı gördüğüne, hatta tapındığını şahit olabilirsiniz.
Tarihin başlangıcından bu yana insanlığının bir yanının, diğer yarısı tarafından böylesine baskı altında tutulması ve insanlık onurunun elinden alınması nasıl açıklanabilirdi?
Roma'da mizojini, bir noktada Eski Yunan'dakinden cok belirgin çizgilerle ayrılıyor. Eski Yunan mizojinisi, kadınlanın özgür olurlarsa yapabileceklerinden duyulan korkuya dayanıyordu. Fakat bilindiği kadarıyla, Eski Yunan'da kadınlar erkeklere isyanetmişlerse, bu sadece onlarn özel dünyasıyla ilgiliydi ve ancak Yunan anlam dünyası
Simon de Beauvoir'in Tertullian'ı The Second Sex (Öteki Cins) adlı kitabında alıntı olarak kullanmasından bu yana çok tanınan yazılarının birinde, kadınla şeytan arasındaki ilişkiyi de şöyle dile getirmektedir: Bu dünyada Tanrı'nın seni cezalandıran özdeyişi henüz yaşıyor. Öyleyse senin suçun da henüz yaşıyor olmalı. Şeytanın girişine izin veren sendin, o ağacın mühürünü kıran da sen. Tanrının yasasına önce sırtını dönen de sendin, şeytanın yaklaşamadığı kimseleri ayartan da sen. Tanrının kopyası olan erkeği sen kolayca yere yıktın. Senin kabahatin yüzünden Tanrının oğlu ölmek zorunda kaldı ve sen hâlâ deri eteğinin üstünde süsler taşıyorsun.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.