Elindeki her türlü bilgiyi yaymak, bulaştırmak zorundasın. Bunu yapmazsan evren seni cezalandırır. Bütün eski uygarlıklar, bilgiyi hapsetmeye başladıkları andan itibaren çökmeye başladı . . .
Bir gün Sokrates öğrencileriyle sohbet ederken bir öğrencisi Sokrates’e sorar:
─ Eğer demokrasi çoğunluğun kararını kabul etmekse, adil olan da bu değil midir? Mesela yüz kişinin oy kullandığı bir yerde elli bir kişinin kararına mı uymak daha adil ve doğru olur yoksa kırk dokuz kişinin kararına uymak mı? Hem çok mümkündür ki daha çok insanın
Seni diğerlerinden farksız yapmaya bütün gücüyle gece gündüz çalışan bir dünyada , kendin olarak kalabilmek , dünyanın en zor savaşını vermek demektir . . .
Elindeki her türlü bilgiyi yaymak, bulaştırmak zorundasın. Bunu yapmazsan da evren seni cezalandırır. Bütün eski uygarlıklar, bilgiyi hapsetmeye başladıkları andan itibaren çökmeye başladı...
"14 yaşındayken karnımı doyurmak için bir parça ekmek çaldığım için beni zindana attılar ve 6 ay boyunca bedava ekmek verdiler. Hayatın adaleti budur."
( Victor Hugo)
"...çünkü karadutun lekesini sadece kendi yaprağı çıkarırmış. Babaannem, insan da aynı bu ağaç gibidir, demişti o gün bize. Yarasına ilacı başka yerde arayan her zaman yanılır. Her yaranın merhemi kendi dalındadır..."