120 syf.
·
Puan vermedi
Yayınevi
Yayınevi
'dan çıkan ŞEHİR EFSANELERİ KULÜBÜ'nü yine keyifle okudum.Yazarın tanıtım kısmını da ayrı sevdim.Umarım bir sirke katılmıştır ve hayallerini yaşıyordur. . Tesadüf eseri Efecan (zıpzıp),Fahrünnisa (fare),Genco (yahu),İza (japonik) ve Efecan'ın minik köpeği topitop terkedilmiş bovling salonunda toplanırlar.Yanlarına gelen Kızıl onlara bazı şehir efsanelerinden bahseder ve Fahrünnisa'da bu efsaneleri deftere kaydeder. İlerleyen zamanda Kızıl'ın yokluğundan rahatsız olan grup onu bulmak için çareler arar ve Efecan duvardaki kolyeyi farkeder. Kolye duvarda sihirli bir kapı açar,STAMPOLİ'ye yolculuğa çıkan arkadaşların amacı Kızıl'ı yani Ejderhan'ı kurtarmak ve kapıları yoketmek isteyen Atılay'ın durdurmaktır. . +10 yaşa uygun güzel ve keyifli bir maceraydı. Çingene çiçekçi hakkında ki efsaneyi mutlaka deneyeceğim.Kola şişesi efsanesine inananlar var mıydı acaba? O hallerini görmek isterdim..Manifaturacılar Geçidi efsanesini duymamıştım ama bu efsane gerçek olabilir.
Şehir Efsaneleri Kulübü
Şehir Efsaneleri KulübüHande Barutçuoğlu · Bu Yayınevi · 20118 okunma
Japonik
Japonya'ya gelmeyi gerçekten çok istemiştim, şimdi geri dönemiyorum 😅 Uçuşlar ertelenip duruyor hayırlısı olsun bakalım beklemedeyiz.
Reklam
Japonik
自業自得 (じごうじとく)-Cigou citoku Ne ekersen onu biçersin!
Japonik
Osaka'ya geldiğimde her gün birileriyle muhabbet eder japoncamı geliştiririm diyordum. Ancak herkes o kadar yoğun ki aşağıdaki kelimelerle gün başlayıp bitiyor. おはようございます-Ohayou gozaimasu-Günaydın ありがとうござ’ます‐ Arigatou gozaimasu-Teşekkür ederim すみません- Sumimasen-Özür dilerim お疲れさまです-Otsukaresamadesu-İyi Çalışmalar
Japonik
Japonya'ya adım atalı 4 ayı geçmiş.. Çin'den gelen virüs belası korkutsa da bir şekilde yapılması gerekeni yapıp devam ediyoruz yola. Rabbim yâr ve yardımcımız olsun.
Japonik
Japonya benim hayalimdi.. Başlangıçta sadece sevimli çekik gözlü ve kültürel açıdan çok farklı olan insanların yaşadığı renkli bir ülkeydi benim için. Sonrasında akademik olarak birşeyleri başarabileceğim, deneylerin kağıt üstünde kalmasına izin vermeden, gerçek hayatta uygulamaya geçirebilmeme imkân verecek bir ülkeye dönüştü. Şuan yolun başındayım, ne kadarı gerçekleşir planlarımın bilmiyorum. Sadece şunu belirtmek isterim, hayallere ulaşmak sandığınızdan da fazla zaman alıyor. Kendinizi parçalamadan ama yoldan da sapmadan hayallarinizin peşini kovalayın. 🤗
Reklam
Japonik
Japon kültürüne birazcık aşina olanlar ya da dizilerini izleyenler bilirler, ilkokul ve liselerin girişinde ayakkabılık olur ve dışarıda gezdikleri ayakkabıyı çıkarıp okul için özel olan ayakkabılarını giyerler. Üniversitelerin girişinde ayakkabılık yok normal şekilde gezebiliyorsunuz binada. Yani ben öyle sanıyormuşum :) Binaya ayakkabı ile girdik tamam ancak laboratuvarın girişinde ayakkabılık var ve herkes ayakkabısını değiştirip giriyor içeriye. Dışarıdan gelen misafirlere de ya sen misafirsin geç nolcak demiyorlar misafir terliği koymuşlar kapıya onunla giriyorsun. Profesör'ün odası ise halı kaplı, odasının kapısında çıkarıyorsun terlik-ayakkabı neyse öyle giriyorsun odasına. Temizlik anlayışları üst seviyede vesselam :D
Japonik
Japonya'ya adım atalı 1 hafta oluyor. Saat farkından dolayı uyumada biraz problem yaşadım. Şuan saat 12.36 ve Türkiye ile 6 saatlik bir zaman farkı var. İslami ölçülere uygun yaşamaya çalışan biri olarak sıkıntı çektiğim tek konu yemekler oldu. Bir markete gittiğinizde içindekileri okumak zorundasınız. Birçok ürünlerinde domuz, alkol ve katkıları mevcut. Un alırken bile "acaba içine birşey katmışlar mıdır?" sıkıntısı yaşadım. Dikkat etmem gereken kanjileri ezberlemek ve evrak işlerini halletmekle geçti bu hafta. Laboratuvarımızda Japonların yanı sıra birçok farklı ülkeden kişiler var. Birkaç kere kayboldum :) Çok yardımcı oldular sağolsunlar :D Not: Niye Japonyadayım merak edenler için; #51420828
Japonik
カメより素敵だ Kame yori sutekida 🐢 Kaplumbağadan daha güzelsin #jinx #japonsineması Japon iltifatı böyle oluyorsa demek ki 😂
Japonik
相談に乗る soodan ni noru Dert dinlemek. Karşındakinin sıkıntısını dinleyerek tavsiyede bulunmak, yol göstermek.
Reklam
Japonik
Türkiye ile ilk ilişkileri de Abdülhamit Han döneminde başlıyor zaten. Japonya’daki toplumsal düzende gizli bir kast sistemi var. Hatta kadınları doğrudan ilgilendiren bir de ayrımcılık söz konusu. Dedim ya büyük aileler burada piyasanın hâkimi. Hatta şöyle bir gelenek var. Patron gitmeden işçi evine gidemiyor. Fazla mesai mi dediniz? Hayır, öyle bir uygulama da yok. Bir de kadınların iş hayatında topuklu ayakkabı giymek gibi bir zorunluluğu var. Bugünlerde Japonya’da bir protest kültür oluşuyor. O da “topuklu ayakkabı giymeme” eylemi. Böyle bir toplumda, “eşitlik ve adalet arayan” sayıları bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az da olsa insanlar Allah’ın (cc) katında her bir insanın eşit olduğu fikrine inanmak için İslam’ı seçiyor. ✒️Hasan Öztürk-Yeni Şafak✒️
Japonik
“KARİYER YAPAMADINSA İNTİHAR ET!” Yine Japonya’da intihar etmek çok yaygınmış. İki nedene bağlıyorlar intihar gerekçesini. Bir, kariyer sahibi olmak için çırpınıyorlar ve her yıl terfi zamanı olan nisan, mayıs aylarında terfi alamayanlar, “Bu hayatta olmadı bir dahaki sefere” diyerek ölümü tercih ediyormuş. Reenkarnasyona inanıyorlar. İkinci nedense, yine yalnızlık. Yaşlılar bazen küçük suçlar işleyip hapishaneye giriyorlarmış. Nedeni çok ilginç. İçeride sosyalleşmek. İnsanlarla görüşmek, konuşmak, hemhal olmak. Bu ülkede işsizlik resmi rakamlara göre yüzde 2. Gerçekte ise sıfır. Zira yüzde 1.5 asosyal bir grup var. Çoğu genç. Bunlar ne insan içine çıkıyor ne iş güç yapıyor. Kayıp nesil diyorlar. Geriye kalanlarsa kayıt dışı. Bu ülkede iş yapmak isteyen herkese iş var. Bu yönü örnek gösterilebilir. Japon toplumu temiz, çalışkan, nezaketli biliniyor. Oysa kurallar onları bu hale getirmiş. Kuralları kendi lehlerine çalıştırırken karşısındakine hiçbir acımaları yok. Onlarca örneğini duydum bir haftada. Örnek mi? Mesela trafikte haksız bir kaza yaptınız. O kazanın bedelini sizden misliyle almak için bütün yolları deniyorlar. O yüzden insanlar ne birbirlerine temas ediyor, ne bir kural ihlali yapıyor. Ne yardımlaşmayı biliyor. ✒️Hasan Öztürk-Yeni Şafak✒️
Japonik
Japonlar her bir eylemin her bir “şey”in tanrısı olduğuna inanıyor. Hatta her bir ruhun tanrı olduğuna inanıyorlar. Mihmandarımız MÜSİAD Japonya Başkanı Mahmut Güzel’in verdiği bilgiye göre 7 milyon tanrıları var 130 milyon Japon’un. İlginç! Her iyi insanı ölümünden sonra tanrı ilan etmek gibi bir gelenekleri de var, örneğin. Uzaktan bakınca nezaketli, temiz, iyi eğitimli, milimalist yaşamı tercih etmiş bir millet olarak biliniyor Japonlar. Öyleler de... Ama içlerine girince “Bir savaşçı milletin yenilince nasıl da öykünen, taklitçi ve yasaklar ile korkular üzerine kurulu bir eğitimden geçtikten sonraki hallerine” tanıklık ediyorsunuz. Ne demek istediğimi bir kaç örnekle izah edeyim. Örneğin, çocukluktan itibaren “Ölmemek için çalışmalısın” şeklinde eğitim alan Japonlar hep çalışıyorlar. Yine hep çalıştıkları için yıllık izinlerini bile kullanmayanların sayısı oldukça fazla. Bir kaç yıldır işçileri zorla izne göndermeye çalışıyormuş işverenler. Peki, neden izne ayrılmıyorlarmış biliyor musunuz? Yalnızlık çekmemek için. Burada “yalnız ölüm” diye bir kavram var. Hatta yalnız ölümün bir de sektörü var. Yapayalnız ölüyorlar ve sonra bir hizmet şirketi onları bir bedel karşılığında kaldırıyor. Kaldırıyor dedimse Japonlar yakılarak defnediliyor. ✒️Hasan Öztürk-Yeni Şafak✒️
39 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.