128 syf.
·
Puan vermedi
·
41 günde okudu
Okuması bir o kadar zor ama çarpıcı kitapları ben seviyorum. Yazarın ve ‘ben roman’ olarak kaleme aldığı ana karakterin hikayesi çok acı ve tüm hayatı zorluklarla dolu. 1900lu yıllarda Japonya nasıl bir yermiş ki, diye düşünmeden edemedim. Ben Japonya’yı ve Japon kültürünü hep çok ilginç bulan ve araştıran biriyim. Saygı duyduğum ve garip bulduğum çok yönü olmakla beraber, günümüzde bile devam eden intihar vakaları için, hep, inanç noktasında, acaba İslam’ı hakiki manada tanısalar, o insanlar ne olur ya da Japonya nasıl bir yer olurdu diye çok kez merak etmişimdir. Bu kitapta da yine aynı soruyu sordum kendime. Her insana hitap eden bir kitap değil ama insanların okuyup dünyada neler olup bittiğinden haberdar olmasını ve dertlerini gözden geçirmesini isterdim.
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 202332,9bin okunma
Birleşik Devletlerin dünya pazarını eline geçirmesi, bütün dünya ülkelerini sarstı. Kurumlar, iktidarlar yıkılıyor ya da değişiyordu her tarafta. Almanya, İtalya, Fransa, Avustralya ve Yeni Zelanda kooperatif cumhuriyetler olmuştu. İngiliz İmparatorluğu'ndan durmadan parçalar kopuyordu. İngiltere'nin başında bir sürü derdi vardı. Hindistan tam bir isyan içindeydi. Bütün Asya tek bir ses olmuş "Asya Asyalılarındır!" diye bağırıyordu. Ve Uzak Doğunun sonunda Japonya, sarı ırkları beyazlara karşı kışkırtıyordu. Kıtalararası bir imparatorluk düşü gören ve bunu gerçekleştirme çabasında olan Japonya bu arada kendi proletaryasını eziyordu. Savaş, Çinli ve Hintli emekçilerle Samuray kastları arasında oldu ve sosyalist işçiler kitle halinde öldürüldüler. Tokyo sokaklarında ve Mikado sarayında saldırı sırasında kırk bin işçi öldürüldü. Kobe tam bir mezbahaydı: Pamuk işçilerinin makinalı tüfeklerle taranması, modem savaş araçlarıyla toptan imha konusunda en korkunç örnek olarak klasikleşti. Ve Japon oligarşisi bu kargaşalardan iyice vahşileşerek çıktı. Doğuya egemenliğini kabul ettirdi ve Hindistan dışında, dünya pazarının Asya kesimini denetlemeye başladı.
Sayfa 193
Reklam
280 syf.
9/10 puan verdi
·
21 günde okudu
Amin Maalouf'un içerisinden onlarca roman çıkarabileceğimiz deneme kitabı. Bir oturuşta değil belki on oturuşta bile hazmedip zihnimize yerleştiremeyeceğimiz denli büyük bir birikim sunuyor. Avrupa'nın Aydınlanma ve Devrim dönemlerinin ardından kendini geri kalmış hisseden diğer Rusya, Japonya, Çin gibi toplumların çağı yakalamak konusundaki adımlarını kendi düşünce süzgecinden geçirip bize sunmak gibi bir güzellik yapmış Maalouf. İyi bir tarihi bilgisi olmayanların da anlayıp daha çok araştırmak konusunda yürekleneceğini düşünüyorum. Özellikle Doğu Asya konusunda bu hisse kaptırdım bile ben kendimi. Bütün tarihimizi ve dünya tarihini daima Batı'nın gözünden öğrendiğimiz ve bununla muhatap olmak zorunda bırakıldığımız için olan mutsuzluğum katlanarak büyüdü. Belki de birey birey artık buna izin vermeyip yönümüzü önce kendimize sonra diğer diyarlara dönmek vaktini getirmeliyiz. Bu benim uzun zamandır başlatmak istediğim bir çağdı. Bu kitapla beraber tamamen açmış bulundum. Hadi mübarek olsun. Bu labirentten çıkmak konusunda Maalouf'un taşıdığı umutsuzluğu her günün sonunda ben de taşıyor ama sabah kalktığımda umudumu geri kazanıyorum. Ne zaman yorulup kendi labirentimi kabul ederim bilemem. Biraz yakın dünya tarihi ile ilginenler için biçilmiş bir kaftan bu kitap. Ve dahi, büyük bir emek içerdiği kesin. Teşekkürler Maalouf Bey. İyi ki varsınız.
Labirent
LabirentAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202426 okunma
1950'lerin umutsuz tarım ülkesi Güney Kore, 80'li yıllarda endüstriyel bir dinamoya dönüşmüştü ve yeni Japonya olduğundan söz ediliyordu. 1985 yılında Newsweek'in kapağını "Kore A.Ş. geliyor" başlığı süslüyordu.
Sayfa 41 - II - Ekonomik Mucize
Şimdi, bu üç medeniyetten nüfus bakımından en önemlisi Buda-Brahma medeniyetidir ki, tahminen sekizyüz milyonluk büyük bir cemaati içine alır ve yayılma alanı Hindistan, Çinhindi, Çin, Kore, Japonya'dır. Yine aynı bakımdan, ikinci derecede önemlisi, batı veya Avrupa medeniyetidir ki Avrupa, Amerika ve Avustralya'yı içine alır. Gerek tarih gerek nüfus bakımından en sonuncusu da, İslam medeniyetidır ki Afrika'yı hemen tamamıyle, Asya ile Avrupa'nın ise bir kısmını içine alır.
Düşe kalka yürüdüğümüz, dünyanın en işlek yollarından İstiklal Caddesi'nin taşlarını düzeltmekten aciz Türkiye'de iktidar, felaketlere ev sahipliği yapan Rusya ve Japonya'dan nükleer santral ihalecisi.
Reklam
Japonya'nın şu anki kaderi hakkında ne düşünüyorsun? Geçici, çiy dünyası değil mi? Bu çiy dünyası, çiy dünyasıdır gerçekten. Ama yine de aydınlanma arayışına devam etmiyor muyuz? 'Herhangi bir nedenle asla karamsar olma,' anlamını taşımıyor mu?
Bizim hislerimizi çocuksu bir cesaret gösterisi ya da umutsuzluğun sonundaki çaresizlikten başka bir şey olarak görmeyenler, eski devrin zavallı insanlarıdır. Hem eski hem de yeni çağın duygularını net bir şekilde anlayabilen kişiler nadir değil midir zaten? Hayatın tüy kadar hafif olduğunu düşünüyoruz; ama bu hayatlarımızı boşa harcadığımız anlamına gelmez, hayatı tüy kadar hafif bir şey olarak sevdiğimizi gösterir. Tüyler çok uzağa, hızla uçar. Gerçekten şimdi, vatanseverliğin, savaşın sorumluluğunun ne olduğuna dair büyüklerimiz her zamanki tartışmalarını yüksek sesle haykırmaya devam ederken, bizler onları geride bırakarak yüce kişilerin sözleriyle yola çıkıyoruz. Bunların, Japonya'nın yeni özellikleri olduğunu sahiden hissediyorum.
Doğu denizinden yükselen sabah güneşinin vurduğu, başı bulutlardaki Fuci Dağı ile sembolize edilen Japonya yıkıldı. Yamato halkı en derin cehennem çukurlarına atıldı. Yalnızca utanç içinde yaşıyorduk. Atom bombasıyla bu dünyadan ayrılan arkadaşlarımız kadar şanslı olabilecek miydik acaba?
İthaki YayınlarıKitabı okudu
Japonya'nın böyle sefil bir duruma düşmesi, insan hayatını çok basit ve pervasız bir şekilde ele almasından kaynaklanmıyor muydu? İnsan hayatına saygı duymaya, bireyleri önceliklendirmeye yönelik adımlar atılacak mı merak ediyordum.
İthaki YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Japonya'nın böyle sefil bir duruma düşmesi insan hayatına çok basit ve pervasız bir şekilde ele almasından kaynaklanmıyor muydu ? İnsan hayatına saygı duymaya bireyleri önce ilgilendirmeye yönelik adımlar atılacak mı merak ediyordum.
İthaki YayınlarıKitabı okudu
Bugün yüz milyon kişi ağlıyor. Bir yada iki hasta ölmüş de ne olmuş? Hastalara yardım etsek de Japonya'nın yeniden ayağa kalkması imkânsızdı.
İthaki YayınlarıKitabı okudu
JAPON HALKINA DUYURULUR! Bu bildiri yazanları dikkatle okuyun. Amerika Birleşik Devletleri nihayet kimsenin karşı koyamayacağı güçte bir patlayıcı bulmuştur. Şu an icat edilen atom bombasının sadece bir tanesi bile iki binden fazla devasa B-29 patlayicisinin kapasitesine eşdeğerdir. Sizlerin bu korkunç gerçeği iyice düşünmesi gerekiyor. Bizler bunun mutlak gerçek olduğunu konusunda garanti veriyoruz. Şu anda Japon anakarasina karşı bu silahı kullanmaya başladık. Eğer hala supheniz varsa Hirosimanin sadece bir tek atom bombasının atılmasıyla ne hale geldiğine bakınız. Beyhude savaşı uzatan tüm askeri kuvvetleri bu bombayla yıkmadan önce, sizlerin, Majestelerinden savaşı durdurmasını dilemenizi umuyoruz. Amerika Birleşik Devletlerinin büyük önderi, onurlu bir teslimiyet için on üç ana maddeyi sizlere daha öncesinde bildirdi. Bu hükümleri kabul etmenizi ve daha iyi, barış sever, yeni bir Japonya inşa etmeye başlamanızı tavsiye ederiz. Silahlı kuvvetlerin direnişini durdurmak için derhal harekete geçmelisiniz. Eğer dediklerimizi yapmazsanız bu bombayı ve diğer tüm silahlarınızı kullanarak savaşı hızlı ve güçlü bir şekilde sona erdirmeye kararlıyız.
İthaki YayınlarıKitabı okudu
Gece yarısı nihayet yangının şiddeti azaldı. Öldüklerinden, vazgeçtiklerinden ya da yorgun düşüp uyuyakaldıklarından, yaralıların çığlıkları tamamen kesildi. Yer ve gök sessizliğe gömüldü. Gerçekten vahim bir andı. Tam o sıralarda, Tokyo İmparatorluk Genel Karargâhı'nda Majesteleri İmparator savaşı bitirme kararı almıştı. Yerkürenin kara ve denizlerinin tamamında sahneye konulan İkinci Dünya Savaşı adım adım tempo kazanıyor ve nihayetinde ne tür sorunlara neden olacağı konusunda endişe yaratıyordu ancak atom bombasının birden sahneye çıkmasıyla savaş doruk noktasına ulaştı ve Japonya'nın beklenmedik sonu oldu. Kesinlikle tarihi bir andı.
İthaki YayınlarıKitabı okudu
Japonya'da her yer profesör kaynar. Yüksek sesle profesör diye bağırın, kesin dört beş kişi dönüp bakar. Herkes kendi alanında profesördür.
Sayfa 69 - Turkuvaz Kitap Birinci Baskı Ekim 2020Kitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.