Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
J. Watkins'in çok iyi ifade ettiği gibi, "Bilim, onun üretimine katkıda bulunan zihinsel etkinliği aşan bir yapıdır, bu biraz, bir katedralin varoluşunun onun inşasına katkıda bulunan kol gücünün üzerinde olması gibi bir şeydir."
dilde üç işlev ayırdedilebilir: İfade işlevi, ilişki (phatique) işlev ve betimsel işlev; bunlardan ilk ikisi insan ve hayvan dillerinde ortak iken, yalnızca üçüncü işlev insan dilinin özelliğidir. Popper, Buhler’in üçlü sınıflandırmasına bir de dördüncü ekliyor, "Uslamsal” işlev. Hayvan dilinde olmayan, yalnızca gerçekliği betimleyebilme yetisi değildir, hayvanda uslamlama yetisi de yoktur, yani bir önermenin yerine bir diğerinin niye tercih edildiğini doğrulama yetisi,
Reklam
Babasız bir toplumda yaşıyoruz,” diye yazıyor Popper, “bu, tarihin ortaya çıkardığı en iyi toplumdur”; ama öte yandan, bu, insanların zihinlerindeki "baba- erkil devlet" anısını yoketmiyor; çünkü bu sayede insanlar çatışma ve güvensizlikten uzak kalabilecekleri bir kozanın içinde olabileceklerdir.
Tarihsicilik, insanlık tarihinin belirli bir yöne doğru önceden kestirilebilir adımlarla ve katı bir süreklilik içinde devindiğini savunan tüm öğretilere verilen bir addır.
Şiddeti içeren her devrime karşı dizgesel bir karşı tavrım yok; Ortaçağ ve Rönesans Hıristiyan düşünürlerinin tiranların öldürülmelerini onaylamaları gibi, ben de böyle benzer bir devrimin doğrulanabileceğine inanıyorum. Ancak bu yoldaki yegâne hedefin demokrasiyi yerleştirmek olması koşuluyla.
"Amiple Einstein arasındaki fark şuradadır,” diyor Popper, "her ikisi de deneme ve yanlışların giderilmesi yöntemi uygularken, amip yanılmaktan hoşlanmaz, oysa Einstein yanlışlar sayesinde düşünmektedir."
Reklam
Siyasi iktidar çalışanların her şekilde sömürülmelerini önlemeyi temel hedef olarak görmelidir.
Dogmacılığın yadsınması: Popper Marksçılığın veya psikanalizin ışığında bazı yorumlayıcı dizgelerin haksız olarak bilim adını almalarını kesin bir biçimde yadsımaktadır. Bu dizgeler görünüşte tutarlı önermelerden oluşmuş bir yapı kurarak çok çeşitli olgularla onaylanmaktadırlar, ama öte yandan önermelerini yadsıyacak veya geçersizleştirecek olgulara karşı da çeşitli yollarla bir bağışıklık oluşturmaktadırlar.
Karl Popper özellikle “bu dünyanın sorumluluğunu taşıyan biziz, sizsiniz, benim” düşüncesini vurgulayan protestan reformunu ve “insan öyle doğduğu için özgür değildir, ama daha baştan özgürce karar vermekle yükümlü olduğu için özgürdür" düşüncesine işaret eden Kant’ı saygıyla anıyor.
Bir tekil önermeler topluluğu, genel bir önerme çıkarımlama olanağı vermemektedir. Ama buna karşın, bir tek uyumsuz önerme mevcut bir genel önermenin çüriitülmesine yetmektedir. “Çok sayıda beyaz kuğu gözlemiş olmamız önemli değil, çünkü bu, tüm kuğuların beyaz olduğunu doğrulamıyor."
116 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.