Ghislain de Busbecq:
"Dünyada hiçbir millet yabancıların icatlarından istifade konusunda elini Türkler kadar çabuk tutamamıştır."
Sayfa 114Kitabı okudu
Amcalarından birinin ortağı olduğu Goupil & Co galerisinde çalışıyordu. Goupil'de Van Gogh'un ustası yirmi dört yaşındaki Hermanus Gijsbertus Tersteeg'di. İleride, Van Gogh ressamlık kariyerine başladığında bu son derece başarılı satıcının saygısını kazanmak için uğraşmaya devam edecekti; fakat çabası her zaman boşa çıkacaktı. Van Gogh çıraklığı süresince salonların ve Barbizon ekolünün resimleriyle karşılaştı. Barbizon ekolünün en önde gelen temsilcisi Jean-François Millet (1814-1875) ressamı en çok etkileyen kişilerden biri oldu. Goupil & Co. aynı zamanda baskı satışı da yaptığı için acemi ressam çok sayıda başyapıtın kopyalarıyla karşılaştı.
Reklam
Selim: “Dur! Hemen tahtayı silme. Beni kandıramazsın.” Turgut: “Aptal! Uzatma işte. Böyle bir nazariyenin elbette bazı ufak tefek noksanları olacak. Ne demiş Ziya Paşa...” Selim: “Ne mutlu Türküm diyene, demiş.” Turgut: “Onu Namık Kemal söylemiştir. Ziya Paşa aynen şöyle demiştir: “Dîrahtı ferganiyi nüman eyledi nevser Tema-yı zur-u haltı kadar neyledi kevser.” Selim: “Yeter söz milletindir. Söyleyen: Jean François Millet.”
Kayıp Zamanın İzinde'nin yedi cildine bakacak olursak ve yine yalnızca bu romanlarda sözü edilen ressamları konu edinirsek, bir "Ressamlar Müzesi"nin koridorlarında dolaşmaya başlarız. Res­samlara ya da yapıtlarına göndermelerle dolu sayfaları tek tek göz­den geçirdiğimizde bakın hangi ressamlar çıkıyor karşımız: Leon Bakst/
Bugün Van Gogh'un doğum günüymüş. Onu çok sevdiğim "İlk Adımlar" tablosuyla anıyorum. 💕 (Tablonun orijinali Jean-François Millet'ye aittir. Van Gogh bir Millet hayranı olarak tabloyu yorumlamıştır.)
"Çocukluğundan itibaren, öteki Salvador Dali, ölen ağabeyi gerçek Salvador Dali'den haberdar olmuştur. Annesi, onun mezarında haftada iki kez ağlamaktadır. Sonuçta dediğine göre o, çok iyi olan, adeta bir melek olan, gömülü ağabeyinden farklılaşmak için palyaço olmayı seçmiştir. Ikame çocuk Salvador Dali, Jean François Millet'in The Angelus isimli tablosuna bir takıntı geliştirmiş ve bir çiftçi ve karısının, bir buğday tarlasında, eller birleşmiş ve başlar öne eğik şekilde bir patates sepeti önünde dua ederken resmedildiği bu tablonun altmış-dört çeşitlemesini çizmiştir.. Bu resmin rontgeni çekildiğinde, patates sepetinin altında bir genç çocuk tabutu görülmektedir. Millet, anılarında, ölü bir çocuk resmini sergilemek istediğini ancak bir arkadaşının, bunun çok acılı olduğunu, satılamayacağını söylemesi üzerine tabutu patates sepeti ile örttüğünü anlamaktadır. Dali, bu öyküyü duyduğunda "Ben bu tablodaki çocuk ölüsünü hep hissetmişimdir" demiştir"
Sayfa 168 - Duvar YayınlarıKitabı okudu
Reklam
76 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.