Kimsenin yeteri kadar parası olmamıştır. Zengin ya da yoksul, para her zaman azdı. Ne kadar çok paramız olursa, sanki bir o kadar az şey satın alabiliyorduk.
Kapitalizm, Japon Düğüm Otu gibidir, onu hiçbir şey öldüremez. Gezegende geriye sadece iki insan kalacak olsa, biri diğerinin üstünden para kazanmanın bir yolunu bulurdu.
İnsanlar gezegendeki en saldırgan türdür. Topraklara ve kaynaklara sahip olmak için gözlerini kırpmadan birbirlerini öldürürler ama aynı zamanda yanlış gök tanrısına ibadet ediliyor ya da hiçbir tanrıya ibadet edilmiyor diye de birbirlerini öldürebilirler.
İnsanların benden korktuklarını biliyorum. Ya köpeklerimin havlamalarından ya da boyumun hepsinden uzun olmasından çe- kiniyorlar. Çocukken bir keresinde babam beni kucağına almaya kalktı, iki bacağı birden kırıldı. O günden sonra bana hiç dokun- madı, köpekleri terbiye etmek için kullandığı kamçının ucuyla dürtüklerdi, o kadar. Ama annem (ki çok yaşamadı) rüzgârlı ha- vada sokağa çıkamayacak kadar hafif, naif olmasına karşın, beni sırtına vurduğu gibi kilometrelerce taşırdı. Büyücülüğüyle ilgili birtakım dedikodular çıkmıştı ama sevgiden daha güçlü ne ola- bilir?
“Sence aşk nedir, Billie?”
“Ah, bilmiyorum. Belki tanıma hissi, belki keşiftir; bazen fedakarlıktır ama her zaman bir hazinedir. Yürüyerek bir başka yere yaptığın yolculuktur.”
Peki, başa çıkabildiğim tek şey yapmış olduklarımken, neden yapmış olabilirdim dediğim şeyler için kendime işkence ediyordum? Olasılıklar Adaları insan hayatına elverişli değildi.
“Birçok farklı tür hayat vardır.” dedi Spike sakin sakin. “İnsanlar her zaman önemli olan tek türün kendileri olduğunu düşünmüştür. Gezegeninizi böyle mahvettiniz.”