“Kabarık memeleri Jîr'in göğsüne, göğüs kıllarına değdiğinde, Kevok'un bedenini ateş basıyor yine. Ama kendini tutuyor, toparlanıp hafif sinirli ve yüksek bir sesle, "Gitme," diyor, "gitmemelisin.”
Kevokla sevişti. Ancak bu kez farklı, güçlü, derinden ve aydınlık bir sevişmedir bu, Içinde bir şimşek çakmış gibiken. dini bir aydınlığın dalgaları içinde buluyor. Insanın kendinden geçtiği an böyle bir an olsa gerek. Sakın ölüm olmasın bu duygu? Yok, belki de doğum... Çıkılan bir doruk mu bu, yoksa inilen bir derinlik mi? Sevişmenin dorukları
Şan ve yücelik sarıyor seni
Ey güzel, ölümsüz ülke
Şeref kazanır kendini
Sana kurban edenler de...
Şimdi Kevok, Jîr'in başında, keder dolu gözlerle ona bakarak şiirin birkaç dizesini ninni gibi mırıldanıyor.
Kevok!.." diyor Jîr, bu kez ansızın bağırarak, "Kevok, zayıflık yakışmıyor sana, ayıp, kendine gel!.. Kevok!.. Ölüm böyle yaşamaktan daha iyi değil mi? Söyle, değil mi? Defalarca gitmekten konuşmadık mı, hemfikir olmadık mı? Söyle! Özgürlüğümüz, ülkemiz var mı bizim? Hayır. Özgür müyüz? Hayır. Gelecegimizin, çocuklarımızın geleceğinin aydınlık olduğunu söyleyebilir miyiz? Hayır. Bu devlet, bu generaller, kendini herkesin önderi sanan ve çalımlı çalımlı adalet ve birlikten söz eden şu general adil ve eşitlikçi bir hayat sunuyor mu bize? Hayır. Hayır, hayır ve hayır. O zaman? Söyle Kevok, o zaman?.."
Evet, Jir'in izahı zor karanlık bir yanı vardı. Kevok böylece, sorunsuz bir uyumun mümkün olmadığının da farkına varmış oldu. Önemli değil, zaten hayat da uyum ve uyumsuzluklar arasında gidip gelen bir salıncak değil miydi? Önemli olan sevgi, kalıcı olan aşktı. Aşk en paslı kilidi bile açacak güçteydi.
"Kevok!"diyor Jîr,bu kez bağırarak , "Bu zayıf duruş sana yakışmıyor, kendine gel.Ölüm bu hayattan daha iyi değil mi Kevok? Sayısız kez seninle ülkeye gidiş,ülkeye dönüş konusunu konuşmadık mi, kavlimiz böyle değil miydi?
Söyle,Özgür müyüz biz ?
Geleceğimizin, sözünü ettığimiz çocuklarımızın geleceğinin bir garantisi var mı?
Önümüzü görebiliyor muyuz, önümüzde bir aydınlık var mı? Durmadan adaletten, haktan hukuktan söz eden, kendini dünyanın serdarı sanan bu kibirli general ve düzeni bize gerçekten adil, eşit bir hayat mı sunuyor? Hayır, hayır, hayır...Eee? Söyle Kevok, Eee?"