"Hepimiz biliriz ki sanat gerçeklik değildir. Sanat bizim gerçekliği, en azından anlamamız için bize sunulan gerçekliği kavramamızı sağlayan bir yalandır."
"Ben modern resimde araştırma sözcüğüne verilen önemi hiç anlayamıyorum. Bana sorarsanız resimde aramanın hiçbir anlamı yoktur; önemli olan bulmaktır."
güneş otlara dokununca
mücevher asılırdı dallara
pespembe kesilirdi teraslar
yol boyu neonlar arasına
balkon asıyor şimdi apartmanlar
patates kızarıyor bir köşede
bir fabrika yün eldivenli eller boşal
bir delik açılmış başparmağımda
asmalar yeşil olmuyor
burada asma yetişmiyor
yüksek gerilim hattında
kömür kesen mücevherler
ÖLÜM TEHLİKESİ
ölü parmaklara takılıyor
Hoşbeş ” kitabının ik satırlarında Berger’ın kendisi ile ilgili notları şöyle başlar: “Yaklaşık 80 yıldır yazıyorum. Önce mektup, sonra şiir ve konuşma, sonra hikaye, makale, kitap, şimdi notlar…”
Bu programda John Berger’la kurduğumuz bağ da, müziğe hatta şarkıya dair notları üzerinden olacak. “İstanbul’dan Gelen Telefon”, gazeteci yazar Yücel Göktürk’ün John Berger ile yaptığı bir telefon konuşmasından hayatla ilgili görüşlerinin yanı sıra, müzikal tercihlerini öğrenebildiğimiz bir başka kaynak.
. Bu metinlerden alıntılarla derlenmiş, araya veya okumaların arkasında yine bu metinlerde referans verilmiş müzikleri, John Berger’ın müziklerini paylaşıyorum. Umarım keyif alırsınız ve umarım Berger’ın müziklerindeki buluşmamız, ona da bir selam olarak ulaşır.
kendi düşünce dünyasında yer edinen, büyük değer atfettiği sanatçılara, filozoflara ve devrimcilere dair görüşlerini müzik eşliğinde yapılan sıcacık bir söyleşide
Yücel Göktürk'e
Keyıfli olduğu kadar tebessümü bol bir şöyleşi
Seveceksiniz biliyorum
Bir anda yaşanan ne kadar derinse, deneyim, yaşantı birikimi de o kadar çoktur. Zamanın daha uzunmuşçasına yaşanması bu yüzdendir. Zaman-akışının çözünmesi böylece engellenmiştir. Yaşanmış süre bir uzunluk değil, derinlik ve yoğunluk sorunudur. Proust bunu anlamıştı