"Onlar fatihtiler ve bunun için sırf kaba kuvvet kullanmak yeter-bu da övünülecek bir şey değil, zira senin gücün, diğerlerinin zayıflığından kaynaklanan bir tesadüftür sadece."
Yalanda pis bir ölüm kokusu vardır. Dünyada en tiksindiğim, en unutmak istediğim şey de budur. Çürümüş bir
seyi ısırmış gibi midemi bulandırıp kötü hissettiren bir şey. Yaradılış meselesi herhalde.
İnsan zihni her şeye kadirdir - çünkü her şey insanın zihnindedir, tüm gelecek ve tüm geçmiş. Zaten ne vardı ki orada? Neşe, korku, hüzün, bağlılık, cesaret, öfke - kim bilir?
Ya büyük kalabalıkları hiçbir şey etkileyip harekete geçiremiyorsa? Böyle anların, insan yüreğini doğrudan kavramayı amaçlayan herkese –sanatçılara, siyasetçilere, düşünürlere, reformculara, hatta azizlere bile– geldiği olur.
Aslında belki en ateşli devrimciler bile eylemleriyle, bir bakıma tüm öteki insanlar gibi huzur aramaktan –okşanan boş gururların, doyuma ermiş isteklerin, hatta yatışan vicdanların sağladığı huzuru aramaktan– öte bir şey yapmıyorlar.
Düş kırıklığına uğramamış gibi yapıp kendini aldatmaya çalışmanın anlamı yok, diye düşündü. Ama düş kırıklığı dediğin, duygudan öte bir şey değildi ki…