Terlemeden Sevişenler
Zaten bir gün her şey biter "kabul edenler, etmeyenler; kabul edilmiştir."
TÜRKİYE’DE LAİKLİK
Bülent Daver’in de ifade ettiği gibi Atatürk inkılâbıyla birlikte Türkiye'de din ve vicdan hürriyeti konusunda yeni bir yaklaşım gelmiştir. Gerçekten de laiklik anlayışı, Türkiye'nin özel şartlarından doğmuştur. Batının laikliğe geçişinden ayrı bir farklılık gösterir. İslam dünyası açısından ele alınırsa, Hz. Muhammed'in devlet başkanlığından,
Reklam
X ülkesi temsili:
ALİ: Bu okuduğum programı olduğu gibi itirazsız kabul edenler?.. (Eller kalkar, arka sıralarda kalkmayan eller de görülür.) ALİ: İyi duyulmadı galiba. (Havaya bir el ateş eder.) Kabul edenler?.. (Herkes el kaldırır.) ALİ: Kabul etmeyenler? .. (Bir el daha ateş eder. El kaldıran olmaz.) ALİ: Oybirliğiyle kabul edilmiştir. Teveccühünüze teşekkür ederim arkadaşlar.
Sayfa 46 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Nasıl görecekler seni Kapalıyken kalpleri? Boş ver, dişle kendi fünyeni Zaten bir gün her şey biter "Kabul edenler, etmeyenler; Kabul edilmiştir."
bebeğe İnsan Larvası demeyi öneriyorum. Kabul edenler? Kabul edilmiştir.
Sayfa 127
Hamızları keşfeden Müslümanlardır. Barutu da onlar buldular. Hamızı, azotu keşfeden Cabir’den İngiliz filozofu Bacon büyük bir hayranlıkla bahseder. Gene İslam kimyagerlerinden Beşir “Kameri âlâ” adını verdiği bir cisim keşfetmişti. Karanlıkta ışık veren bu cisim bildiğimiz fosfordur. Halbuki Avrupalılar bu keşfi Brand’a isnat ederler. İspençiyari de sırf İslamların icadıdır. Madeniyattan ilâç tertibi usullerini ilkönce İslam hekimleri bulmuşlardır. İlmî tababet, ilk defa, Roma İmparatorluğu zamanında Asya’da doğmuştur. Balonu ilkönce Çinliler ve tayyareyi Türkler düşünmüşlerdir. Çiçek aşısı Osmanlı İmparatorluğu zamanında ilk önce Türkler tarafından bulunmuştur. İngiltere’nin Türkiye Sefiresi Madam Montaigu’nun memleketine gönderdiği mektup üzerine, mutaassıp papazların itirazına rağmen sonları Voltaire gibi münevverlerin teşvikiyle aşı Avrupa mekteplerine kabul edilmiştir. Tımarhane ilk defa Kanunî Sultan Süleyman tarafından yaptırılmıştır. O devrin Avrupa’sında, çıldıran insanları “içine şeytan girmiş” diye ateşe atıp yakıyorlardı. Saatin Harun Reşid zamanında Araplar tarafından icat edildiği malûmdur. İran’ın Yunan düşüncesi üstündeki tesirleri de meçhul değildir. Freud ve von Hartman’ın nazariyelerine çalar izahlar eski Hint sistemlerinde bulunmuştur. Bütün Avrupa felsefe akidelerinin köklerini şark düşüncesine irca edenler az değildirler.
Reklam
Nisa/136
Ey (İslâm’ın tümüne) inanmış olan kimseler! Allâh’a, Rasûlüne, Rasûlüne peyderpey indirmiş olduğu o kitaba ve daha önce topyekûn indirmiş olduğu kitaplara iman(da sebat) edin! /Ey (peygamberlerle kitapların bir kısmına) inanmış olan (Yahudi ve Hristiyan)lar! (Peygamberlerle kitapların tümüne) iman edin!/ Ey (kalpleriyle) inan(mayıp, dillerinden
256) O (İslâm) din(ine giriş)de hiçbir zorlama yoktur! Gerçekten (ortaya çıkan bunca delillerden sonra,) o doğruluk(tan ibâret olan iman), o eğrilik(le eşdeğer olan kâfirlik)ten (seçilerek) iyice belirgin hale gelmiştir. Artık her kim o tâğûtları(; şeytanı ve putları) inkâr eder de, Allâh’a inanırsa; işte o, kendisi için hiçbir kopma (söz konusu)
Bakara/256Kitabı okudu
Sultan Galiyev, serbest bırakıldığı 1923 yılından sonra gerçek tutsaklığı yaşamaya başladı. Sürekli gözetim altındaydı. Galiyev, samimi olarak Sovyetlere ihanet ettiğini düşünmüyordu. Saflyane bir şekilde ortada bir yanlış anlaşılma olduğunu, Stalin’in gerçeği er geç anlayacağını düşünüyordu. Etrafında dönen tertipleri görmezlikten geliyordu. Bu
117 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.