HER SUALE CEVAP VERMEK, HİÇ KİMSEYE SORU SORMAMAK
Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi.
Bilmez ki sorsun, bilse sorardı.
Atasözü
"Herhangi ilme sorulan suale bila-tereddüd derhal cevap verirdi."(1)
"Sorulacak suallere cevap vermeye hazır bulunduğu gibi kimseye sual sormayacağını da beyan ederek bu kararda yirmi sene sebat
“Peygamberin kızı Fatma’yı Ali’yle evlendirmiş olması onun kendisinden sonraki halife olarak Ali’yi seçtiğini ortaya koyar. Ama ölümünün ardından kayınpederi Ebu Bekir bu vasiyete karşı çıkıp düzenbaz bir tutumla kendisini halife seçtirdi. İşte o anda peygamberin inşa ettiği o muhteşem yapı ikiye ayrılmış oldu. Sol tarafta Ebu Bekir’i meşru halife
Devletin yönetimde, yargıda, işlerin güdülmesinde ya da benzeri konularda tebaanın fertleri arasında herhangi bir ayrım yapması caiz değildir. Bilakis ırk, din, renk ve benzeri özelliklere bakmadan herkese tek bir bakışla bakmalıdır.
Bu iki madde, ister Müslüman isterse zimmet ehlinden olsun İslâm tâbiyetine sahip olan kimselerin hükümlerini beyan
"Türk ordusunu aciz ve yeteneksiz sanarak (yabancıların y.n.) ayaklarına kadar gidip rica ile ülkemize davet edenler, bizim devlet başkanımız ve özellikle devlet adamlarımızdır. Türk milletinin yeteneksizliğinden ve beceriksizliğinden açık olarak söz edilerek, yabancılara adeta gelip bizi adam etmeleri teklif edilmiştir. Böyle bir başvuru ile gelen heyet, katıldıkları çevreyi ve bu çevrede egemen olanları aciz, hatta haysiyetsiz kabul ederlerse haklı görülürler. "
Sol tarafta Ebu Bekir'i meşru halife kabul edenler vardır. Başkentleri Bağdat'tır. Abbasi soyundan gelen sahte halifelerce yönetilirler. Abbasilerin şu anki lideri, Yecüc ve Mecüc ülkesinden İran'ı işgal etmeye gelen göçebe halkın komutanı da olan, bir Selçuklu Türk'ü Melikşah'tır. Sağ taraftaysa bizler yani Ali'yi
اِهْدِنَا الصِّرَاطَ الْمُسْتَقٖيم
"Bizi dosdoğru yola ilet"
. Hidayetin manası - Allah'ın- hidayeti bizim için yaratmasını isteme manasında olmasıdır; çünkü hidayet, fiili olması açısından Allah'a nisbet edilmiştir. O'nun fiilinin eseri olan her şey yaratılmıştır. Bir bakıma kul şöyle demektedir: "Hidayetimizi yarat!" Bu da hidayeti bizim kabul etmemizden ibarettir. Başarıya ulaşmak ancak Allah'ın yardımıyla mümkündür.
Allah Tealanın mümin olmayı nasip etmek suretiyle zaten hidayete erdirdiği kimsenin onu talep etmesinin iki yorumu vardır. Birincisi Allanın lütfettiği hidayetten ayrılmamayı istemektir. İmanın artmasının manası da bu çizgi üzerinde seyreder: Daima iman hali üzere olmak. Diğer bir yorum ise şöyledir: Hayatın her kademesinde insanın hidayet karşıtı davranışlar sergilemesi endişe edilen bir husustur. Fatihada yer alan bu niyaz vesilesiyle Cenab-ı Hak kişiyi daima hidayet noktasına iletir. Bu onun için yeniden hidayeti benimseme anlamına gelir, çünkü mümin her zaman dilimi içinde bir iman hamlesi yapmak suretiyle zıddı olan bir davranışı reddeder. Allah Teala'nın, "Ey iman edenler! Allah'a ... olan imanınızı yeni hamlelerle tazeleyin"43 mealindeki beyanı ve benzeri diğer ayetler de aynı durumdadır.Başarıya ulaşmak ancak Allah'ın yardımıyla mümkündü
“Peygamberin kızı Fatma’yı Ali’yle evlendirmiş olması onun kendisinden sonraki halife olarak Ali’yi seçtiğini ortaya koyar. Ama ölümünün ardından kayınpederi Ebu Bekir bu vasiyete karşı çıkıp düzenbaz bir tutumla kendisini halife seçtirdi. İşte o anda peygamberin inşa ettiği o muhteşem yapı ikiye ayrılmış oldu. Sol tarafta Ebu Bekir’i meşru halife
ATATÜRK ESKİ MISIR'IN İZİNDE:
Türkiye' de, eski Mısır uygarlığıyla Türkler arasındaki ilişkiye ilk dikkat çeken Atatürk'tür. Otuzlu yıllarda Atatürk'ün ortaya attığı #TÜRK TARİH TEZİ doğrultusunda eski Mısırlılarla Türkler arasındaki ilişki araştırılmış ve ileri Mısır uygarlığının temelinde Türk izlerine rastlandığı iddia
BEDİÜZZAMAN'A GÖRE IRKÇILIK VE ZARARLARI
Bir 20. asır müslümanı olan Bediüzzaman Said Nursi, müsbet ve menfi milliyet konusunu ele alırken; ırkçılık ve zararlarına dikkat çektiği bir değerlendirmesinde şunları söyler:
"Fikr-i milliyet şu asırda çok ileri gitmiş. Hususan dessas Avrupa zalimleri, bunu İslâmlar içinde menfi bir sürette
Peygamber efendimizin en esaslı ve en mühim daveti, Allah’u Teala’nın birliğine imandır. Bu ise Kelime-i tevhid ‘ La ilahe illallah’ ile ifade edilmiştir. Bu kelime İslam’ın özü, kaynağı ve ruhudur. Müslümanı kafirden müşrikten veya ateistden ayıran, bu iman ifadesidir. Kelimenin kabul veya reddi, insandan insana farklı âlemler meydana getirir. Ona iman edenler için apaçık başarılar vardır. İman etmeyi kabul etmeyenler için ise sonsuz hüsran ve zillet vardır.
Masonik Hiyerarşi
_LUCİFER(İblis) : Mason İlahı
_RT : 3 Kabbalistten oluşan En Üst Komuta Kademesi. (Tüm ezoterik bilgilere sahip Baş Hamam ve iki yardımcısı)
___
_13’ler Kraliyet Konseyi (Varlıklı Aileler)
_33’ler Konseyi (Kıdemliler)
_300’ler Konseyi - SANHEDRİN En Üst Yönetim Meclisi(Olimposlular)
___
_B’NAI B’RITH & BILDERBERG
_Devlet, milletin kendisidir. Milleti, idare edenler devlet değildir. Çünkü irade milletindir. Millet, asildir. Millet işlerini yönetenler, onun temsilcileri olabilir. Bu sistemin uygulanmasında göz onunde bulundurulacak en onemli nokta, milletin siyasi, sosyal, eğitim ve gelişme derecesidir.
_Devlet, her parcası diğerinin gorevini hazırlayan veya