Kader işte,
Ana babamız sürekli kavga ettiğinde, aralarında uyumsuzluk, saygısızlık ve yalan varsa duygusal açıdan onlar gibi olmayı öğreniriz. Bize kendileri gibi olmamayı, yalan söylememeyi söyleseler de ana babamızın, bütün ailemizin duygusal enerjisi dünyayı aynı şekilde algılamamıza yol açar.
İşte kader hep böyle muamele eder bizlere, hemen arkamızdaclır, iyice sokulmuştur, hatta biz kendi kendimize söylenirken, Her şey bitti, hepsi bu kadar, ama kimin umurunda, elini uzatmıştır omuzumuza dokunmak için.
Sayfa 22
Reklam
Kader! Ah, evrenin kanunları! Dünya üzerindeki insanlar yalnızlar, işte acı olan budur! Rus kahramanı savaş alanında “hayatta kalmış başka biri var mı?” diye bağırır. Kahraman değilim ama ben de bağırıyorum, fakat kimse geri cevap vermiyor.
.. şair ise " Derdi olan okur, derdi olmayan okuyarak dert sahibi olur." der. İşte biz, derdi olması gerekenleriz.
Sayfa 111
İnsanları öldüren kader, onları görebilmemiz ve gözlerimizi bu cesetlerle doldurabilmemiz için bizi de sorumlu kılıyor. Korku, alışılagelmiş korku, kaçış değil. İnsan gerçeği kavradığı için utanıyor– işte gerçek önümüzde. Her ceset sen, ben ya da biz olabiliriz. Arada hiç fark yok. Eğer yaşıyorsak, bunu bir başkasının kirletilmiş cesedine borçluyuz. Bu nedenle her savaş bir iç savaştır.
Kul plan yaparken kader gülermiş ya ;öyle bişey işte..
Bazen hayatın bizimle ilgili başka planları vardır. Önemli olanların zinciri ne kadar uzun olursa o kadar hayat planlarımıza burnunu sokar.
Sayfa 25 - ArunasKitabı okuyor
Reklam
Mesela bir bıçağı düşündüğümüzde o bıçak ile adam öldürülebilir mi? Evet, öldürülebilir? Peki, sırf bıçakla adam öldürme var diye tüm bıçakların yaratılması şerdir, denilebilir mi? Elbette denilemez. Çünkü imkânat başkadır, vukuat başkadır. Aynı bıçakla yemek yapmak, meyve soymak gibi güzel eylemlerde yapılabilir. İşte bu yüzden bıçağın yaratılması şer değil, o bıçağın nefsin istek ve arzularına yönelik kullanıp şerre sebebiyet vermesi şerdir.
“İnsanları öldüren kader, onları görebilmemiz ve gözlerimizi bu cesetlerle doldurabilmemiz için bizi de sorumlu kılıyor. Korku, alışılagelmiş korku, kaçış değil. İnsan, gerçeği kavradığı için utanıyor - işte gerçek önümüzde: Her ceset sen, ben ya da biz olabiliriz. Arada hiç fark yok. Eğer yaşıyorsak, bunu bir başkasının kirletilmiş cesedine borçluyuz. Bu nedenle her savaş bir iç savaştır. Her şehit, yaşayan canlıya benzer ve ondan ölümünün hesabını sorar.”
Kader motifi böyledir işte. İlk tanıdığınız duygular iliklerinize işler. Aynı duyguları hayatınız boyunca arar durursunuz. İyiyse iyi, kötüyse kötü.
Her şey kader/den değildir..!
•|İnsan, aksattığı vazifeler, işlediği kötülükler ve girdiği günahlar konusunda mesuliyeti kadere yükleyemez... İhmallerini kaderden bilemez... Cüz-i iradesi olduğu için ihmal ettiği görevlerinde sorumluluk insana aittir... İnsan bu sahnelerde, "Bu hatayı ben işledim, bu kötülüğü ben yaptım, ben ihmal ettim..." demek zorundadır... İşte bu gibi sınır aşımları yapılmadığı müddetçe "Her şey Allah'tandır..." demek bir fazilettir...
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.