Balıkçılar. -Bugün açız yine evlatlarım, diyordu peder, Bugün açız yine; lâkin yarın, ümid ederim, Sular biraz daha sakinleşir... Ne çare, kader! - Hayır, sular ne kadar coşkun olsa ben giderim Diyordu oğlu, yarın sen biraz ninemle otur; Zavallıcık yine kaç gündür işte hasta... - Olur; Biraz da sen çalış oğlum, biraz da sen
Kader sana hayat diye ekşi bir limon uzattıysa, sen üstüne tuz iste. Meksika Atasözleri
Reklam
Hayat bir okuldu ama insan ta ki gün gelip de Bir acıya düşene dek "öğrenmek" istemiyordu İşte bu yüzden de "acı" her kader müfredatına "zorunlu ders" olarak konuldu..
Neticede, işte o gün o patlamada onlarca kişi yaralandı, beş kişi de öldü. Daha doğrusu, kayıtlara üçü kadın ikisi erkek, beş kişi öldü diye geçti; halbuki beş değil altıydı ölü sayısı. Kader hamileliğinin beşinci ayındaydı çünkü; bir oğlumuz olacaktı ve ben karımla birlikte o gün orada maalesef onu da kaybettim. Bir kerecik bile sarılamadan kaybettim üstelik, bir kerecik bile öpemeden...
Kaderi güzel anlatan bir örnek; bilgisayar oyunları olabilir. Oyunu kurgulayıp tasarlayan irade oyuna sınırlı ihtimaller koymuş. Sizin seçme ve uygulamanıza göre o ihtimallerden birisi gerçekleşiyor. Eğer iradenizi öbür düğmeye basmakta kullansaydınız sonuç, sistemde var olan başka bir durumun oluşmasına sebep olacaktı. Ama hiçbir zaman siz tasarlayanın oyuna yerleştirdiği ihtimallerden dışarı çıkamayacaksınız. Hem önceden yapılmış bir yazılım var, hem de siz ona müdahale edebiliyorsunuz ve yazılanın dışına asla çıkamıyorsunuz. Yani sizin iradeniz de arkaplandaki o büyük iradeye bağlı. İşte sizin bu ihtimallerden her hangi birini seçebilme özgürlüğünüz sizin irade-i külliyenizdir. İradenizi ona değil de buna kullanmanız ise irade-i cüziyyenizdir. Yani bütünden bir cüzü seçmiş olmanız.
Bizim için kader diye bir şey yoktu. Sen hazırlıksızsan, laçkaysan, dikkat kesilmekten vazgeçmişsen işte o zaman kullanılan bir kelimeydi kader. Kader, zayıf insanın koltuk değneğiydi.
Reklam
" İşte böyle yaparız. Önce bir ayağımızı, sonra diğerini öne atarız. Bir kez daha gözlerimizi kaldırır dünyadaki karmaşıklığa, neşeye bakarız. Düşün. Yap. Hisset. Kendi yaşadıklarımızı, dünyayı besleyen ya da kurak bırakan iyilik ve kötülük dalgalarına bakarız. Yeni bir günün vaatleriyle cesur yüreklerimizi ittiririz. Kendimizin dışında bir gerçeği tutkuyla, aşkla ararız. Özlemle, tarifsiz bir istekle kurtarılmayı tüm kalbimizle bekleriz. Kader bizi beklediği sürece yaşamaya devam ederiz. Tanrı yardımcımız olsun. Tanrı bizi affetsin. Yaşamaya devam ediyoruz. "
Yine mi bir mağlubiyet yine mi bir hayal kırıklığı Bıkmadın mı sevdayı aramaktan Kader yazmamış işte hala neyi arıyorsun Olmazı oldurmak sanamı kaldı Elin kızı seni niye önemsesin Söyle bakalım beyim sen kimsin Sevmeye çıktıysan bunu göze alacaksın Herkesin acısı başından aşkın Sevmeye kimsenin mecali yok Sen nasıl olduda bu belaya bulaştın Yaraların kanar, dokunurken tenine hatıralar. Her acıda hayata, kadere söversin. O kadın vardı ya, yüreğine basıp geçen ilk (son) göz ağrın O değil suçlusu herşeyin sensin Söz-Müzik : Ali Babahan youtu.be/WT1eNyBYiIo
Kader
"Belki bir kitabın aynı sayfasında ağlamışızdır. İşte bu haberimiz olmadığı halde dünyanın en güzel karşılaşması olabilir."
Sabah UykumKitabı okudu
Kader
Fakat gelecek dediğimiz şey de buydu işte. Kaderinizde yazılı olanları öğrenmeniz için onları yaşamanız gerekiyordu.
Sayfa 147Kitabı okudu
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.