Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Elbiselerimizi çıkarıp çırılçıplak göle girdik. Zaman geçmiş, artık akşam olmuştu.
Eğer sınıfta kalırsam çok kötü olacaktı. Babam hepten köpürecekti. Aslında iyi adam ama birtakım şeyler bekliyordu bizden. Dinle ilgili falan.
Reklam
Bir an içimde pişmanlık hissettim ama artık iş işten geçmişti.
Şarapları getirdiği akşam onu polis çevirmişti. Elindeki şarapları görünce, oğlum günah değil mi, bu cuma günü şarap içiyorsun demiş. O da polise bugün cumartesi, cuma değil demiş. Polis ise benimle dalga mı geçiyorsun diye sorunca, yok dalga geçmiyorum, çünkü saat 24’ü geçiyor diye cevap vermiş.
Sultanahmet çok önemli bir yerdi, 70’lerde hippilerin Katmandu’ya gittikleri zaman ilk uğrak yerleriydi.
Artık hayatımızı takı yapmakla geçiriyorduk. Masrafımızı karşılayacak kadar satıp dolaşmaya giderdik. Günlük yaşıyorduk. Hiçbir sorunumuz yoktu, gayet mutluyduk.  
Reklam
Karga çok şey başarmak isterdi, büyük düşünceleri vardı. Komün bir yaşam oluşturmak istiyordu. Uluslararası Rainbow hippi festivali tarzında bir festivalin Türkiye’de yapılması gibi.
Altmışlarda da hippilerin aralarına alakasız tipler girdiğinde, 68’de hippiliği öldürmüşlerdi. Hippiler saçlarını kesip boncuklarını bir tabuta koydular ve 68’de San Francisco’da meydanda yaktılar.
Trende uyuyabilirdim. Kaldığım kompartımanda bir iki kişi vardı. Hiç konuşmuyordum. Beni yabancı sanıyorlardı. Gece 12’de bir yerde indiler. Rahat rahat ayaklarımı uzatıp uyumayı düşündüm.
Genç bir çocuk girdi, benim bulunduğum kompartmana. Derken konuşmaya başladık, zaten sıkılıyordum. Çocuk, genç imamlardandı. Gördüğüm çok minareli köydendi. Köyde o kadar cami olmasına rağmen dinle pek araları iyi değildi. Çoğu sahtekârdı.
49 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.