Kadın dedi:
Hep bir uçurumun kıyısındayız
Gökyüzüne tutunmaktayız
Bazen ellerimiz uzaklaşır bizden
Bazen gözlerimiz
Bilmem ki neyi aramaktayız
Adam dedi:
Ölüm ey inanılmaz gerçek
Uzat uzat pençeni
Parçalansın yer gök.
Sonra kızı konuştu, dedi ki: “Seni iğrenç kadın, bencil ve kocamış! Özgürlüğümle arama giren sen! Benim hayatımı kendi yitik hayatına döndürmeye çalışan kişi! Ah bir ölsen!”
Tam o sırada bir horoz öttü ve ikisi de uyandı. Kadın nazikçe dedi ki: “Sen misin, canım?” Ve kızı aynı kibarlıkla cevapladı: “Evet, tatlım.”
Kadın erkeğe dedi ki:
-Baktım
dudağımla, yüreğimle, kafamla;
severek, korkarak, eğilerek,
dudağına, yüreğine, kafana.
Şimdi ne söylüyorsam
karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana..
“Bir bahar akşamı rastladım size
Sevinçli bir telaş içindeydiniz
Derinden bakınca gözlerinize
Neden başınızı öne eğdiniz?
İçimde uyanan eski bir arzu
Dedi ki yıllardır aradığım bu
Şimdi soruyorum büküp boynumu
Daha önceleri neredeydiniz? “
Siz erkekler zaten hiç bir şeyden anlamazsınız bu dünyada dedi. Anlamıyorsunuz ki, güzel kadın da milli değerdir. Tıpkı nadir ağaçlar gibi, faydalı buluntular gibi, tarihi abideler gibi.
Bu yazının ilhamını Edebiyat Mecmuasında Üstat Köprülüzade Fuat Beyin Taş ve Halk bilgisi haberleri mecmuasında Caferoğlu Ahmet Beyin "Türklerde sihirli taşlar" atlı makalesinden aldım. Türkiye'nin her yerinde "TAŞ"lar vasıtasıyla tefe'üller yapılmakta, hastalar tedavi edilmekte, muratlar elde edilmekte olduğuna dair
Erkan, sözlerine tekrar şöyle devam etti:
“Novella ile sohbet ederek Demokrasi Meydanı’na doğru yürümeye başladık. Turist kadın bana “Polislerin derdi nedir?” diye sorduğunda, ben de kısaca durumu açıkladım. Halk polislere Orantılı Çelik Kuvvetleri ve RoboCops diye hitap ediyorlar ama ben, onlara Hükümet’in muhafızları (The Government's