Solumdaki genç adam: — Affedersiniz, dedi, demindenberi neler konuşuldu­ğunu bi türlü anlayamıyorum. Ben de adama kısaca, bu toplantıda çarpışan düşün­ eleri özetledim: — Şu ihtiyar adam çocuklara futbolun yasak edilme­sini, geleneklerimize göre terbiye verilmesini istiyor. Bu kadın öğretmen de çocukların okula geç gelmelerinden, devamsızlıklarından şikâyetçi. Şu kadın da... Adam, — Ben şuradan bir çıkabilsem, dedi. — Neden? dedim. — Yanlış gelmişim. Ben buraya sendika toplantısı var diye geldim. Arkadaşlar bana burasını tarif etmişlerdi. İyi ki konuşmak için söz almadım. Yoksa grev hürriyeti, diye başlayacaktım.
Sayfa 35 - Okul aile birliği
- Sana yardımcı olabilecek biriyle tanışmadın mı hiç? diye sordum. - Bu işte sana kimin yardımcı olacağını nereden bilebilir­ sin ki? dedi. İnsanlar elektrikçiyken, ertesi gün yapımcı oluve­riyor. İyi bir parti bulmanın tek yolu, önünden geçenin araba­ sına atlamaktan geçiyor galiba. Ayrıca, erkek yıldızlarm . kadın yıldızlar kadar yardımcı olup olamayacağını da bilemiyorum. Anladığım kadarıyla ben bugüne kadar hep yanlış cinsiyete başvurmuş bulunuyorum ...
Reklam
"Keşke... Keşke ölsen. Ölsen ve senden kurtulsam," dedim. Kaşları kalktı ve hayal kırıklığına uğramış gibi baktı. Onunla aynı rüyayı görmek istediğime o kadar inanmıştı ki cevabım onu yıkmıştı. Yavaşça yutkunurken gözlerini kaçırdı. "Kötü adamlar da kırılır." "O hâlde iyi kadınları rahat bıraksınlar." "Neyse ki..." dedi doğrulurken. "İyi kadın değilsin."
Şeyhu'l-İslâm İbn Teymiyye'nin Lakabı...
"Teymiyye" lakabı ile ilgili olarak şöyle denilmiştir: Onun beşinci dedesi olan Muhammed b. el-Hıdır, Teyma yolu üzerinden hacca gitmişti. Orada küçük bir kız çocuğu görmüştü. Geri döndüğünde ise hanımının bir kız doğurmuş olduğunu da görünce, Tebûk yakınlarındaki bir belde olan Teyma’ya nisbetle ey Teymiyye; Ey Teymiyye diye seslenince, ona bu lakab verilmiş oldu. İbnu’n-Neccar dedi ki: "Bize nakledildiğine göre dedelerinden Muhammed’i, annesi Teymiyye diye adlandırırdı. Teymiyye ise vaize bir kadın olup, daha sonra ona nisbet edildi ve onun adıyla tanınır oldu."(1)
Sayfa 28 - Takva Yayınları
uyurgezer bir kadın ve kızı yaşardı. Bir gece, sessizlik dünyayı kucakladığında, kadın ve kızı uyku halinde yürürlerken, sisle örtünmüş bahçelerinde birbirleriyle karşılaştılar. Kadın dedi ki, "Sonunda, sonunda, düşmanım! Sen, gençliğimi harap eden! Sen, benim enkazım üzerinde hayatını inşa eden! Keşke seni öldürebilsem!" Kızı dedi ki: "Nefret dolu kadın, hem bencil hem ihtiyar! Sen! Özgür benliğimle arama giren! Kendi solmuş hayatını benim hayatıma yansıtan! Keşke ölsen!" O anda bir horoz öttü ve iki kadın da uyandı. Anne sevecen bir şekilde sordu, "Sen misin canim?" Ve kız da sevecen bir şekilde cevap verdi: "Evet canım."
İsa ona şöyle dedi: “Kadın, şuna inan ki öyle bir zaman gelecek ne bu dağda ne de Kudüs’te ibadet edeceksiniz.
Reklam
1,000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.