bunu atlamışım, güzel bir kesitti :D
Gençlerin ilk sevdikleri kişiye her türlü iyi özelliği yükleyip onu yüceltmeleri doğaldır; cehaletin, daha doğru bir deyişle deneyimsizliğin sonucu olan bu yüceltme gene de sevmeyi bilen zihinler üretir ve zaman geçip de kişi mükemmelliğin ölümlülerin erişebileceği sınırlar içinde bulunmadığını anlayınca, bu kez soyut bir kavram olarak erdemin güzelliğini ve bilgeliğin yüceliğini kavrar. Böylelikle hayranlık yerini arkadaşlığa bırakır; arkadaşlık bu bağlamda doğru bir adlandırmadır, çünkü bu ilişkinin temelinde saygı yatar. Kişi de soylu zihninde kendisi için bir örnek oluşturarak daima parıldayacak olan o mükemmellik idealiyle, yalnızca ilahi göklere bağımlı olur. Ama insan bu bilgiyi kendi zihinsel yetilerini kullanarak edinmelidir; işte hayal kırıklığının kutsal meyvelerinden biri! Kendisini bilebilmek için anlayış güçlerini geliştirmeye çalışan zayıf yaratıklara mutluluğu gösteren ve onları esirgeyen Tanrı, hiçbir özelliği onlara işkence etmek için vermemiştir.
Sayfa 161Kitabı okudu
Birini tanıma arzusu –insanı, şiiri, espriyi kavrama arzusu– öngörülen bir heyecanı bastırma, azaltma ve hatta duyulan arzudan kurtulma isteği olabilir. Bir erkek erken boşaldığında bunun sebebi, kadının ne olduğunu çok iyi bilmesidir. Kadın arzuladığı bir erkekten uzaklaştığında, erkeğin onun için ne demek olduğunu biliyormuş gibi davranır. Bir şeyden emin olma hali, heyecanı düzenleme girişimidir.
Sayfa 69 - Metis YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Giyim kuşam tarihin her döneminde toplumsal grupların kendisini tanımlamada kullandığı bir dil olmuştur. Örneğin 17. yüzyılın abartılı erkek modasının bir parçası olan peruka soylu görünmek isteyen yargıç, subay, rahip, tüccar gibi farklı meslek mensuplarının giyim kuşamının önemli bir unsurudur. Orta Asya şamanizminde ise şamanın kendisini
Sayfa 414 - AltıKırkbeş YayıneviKitabı okuyacak
“Cennet bahçesinde hiç bozulmadan, el değişmemiş bir şekilde yaşadığı için Şeytanı kandırıp gücünü kendine almayı başarmış, sonra o gücü bütün insan ırkına geçirmişti. Bütün savaşlar, hastalıklar ve her türlü kötülük, yılanı bile ayartan Havva’dan yayılıyordu. Havva’dan bu yana onun kadar güçlü bir kadın yeryüzüne gelmemişti.”
Sayfa 302 - Martı YayıneviKitabı okuyor
"... Hem bu kadın benimdi. Şu ellerim, şu sana laf söyleyen ağzım nasıl benimse, o da öyle benimdi. Fakat biliyor musun, kollarımın arasından sıyrılıvermesi ne kolay oldu... Onunla aramızda hiçbir mesafe yoktur. Bizim onun haline geçivermemiz için bir sebep bile lazım değil; ve bu iskelet bize o kadar yakındır ki, ondan korkmak için ancak bir insan kadar kör ve düşüncesiz olmalıdır."
işte bu be :dd
Bu hülyaları ruhuma koyan ve bana kendi aklımı kullanma cesareti veren Tanrı sayesinde, erdemlerimi desteklemek için yalnızca O'na bağımlı olacağım güne kadar, kendi cinsimi köleleştiren ön yargılara karşı var gücümle savaşacağım.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.