Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Bir kimse kendini bir demir parçasıyla öldürürse, kıyâmet gününde, o demir parçası elinde karnına vurarak gelir. Cehennem içinde müebbed olarak kalır. Ve bir kimse kendisini dağdan atar da öldürürse, kendini Cehennem ateşine atar). Bir kadın da böyle yapar, intihâr ederse, onun acısını sûr üfürülünceye kadar duyar. [Bu hadîs-i şerîf, dünyâda sıkıntıdan kurtulup râhata kavuşmak için intihâr edenler içindir. Çünki böyle düşünmek âhıret azâbını inkâr etmek olur ki, küfrdür. Aklını kaybederek intihâr eden veyâ hemen ölmeyip tevbe eden ise, kâfir olmaz.
7.cilt
1831. Ebû Hureyre radıyallâhu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledi: “Vaktiyle iki kadın yanlarında çocuklarıyla giderken bir kurt gelip onlardan birinin çocuğunu kapıp götürdü. Kadınlardan biri arkadaşına: - Kurt senin çocuğunu götürdü, dedi. O da: - Hayır, senin çocuğunu götürdü, dedi. Kadınlar dâvalarını halletmek üzere Dâvûd aleyhisselâm'a başvurdular. O da yaşlı kadını haklı görerek çocuğu ona verdi. Kadınlar oradan ayrıldıktan sonra Hz. Dâvûd’un oğlu Süleyman aleyhisselâm'a giderek, meseleyi ona da anlattılar. Hz. Süleyman: - Bana bıçağı getirin de çocuğu ikiye bölerek aralarında paylaştırayım, dedi. O zaman genç kadın: - Allah sana rahmet etsin, öyle yapma! Çocuk onundur, dedi. Hz. Süleyman da çocuğun genç kadına ait olduğunu belirtti. Buhârî, Enbiyâ 40, Perhiz 30; Müslim, Akdıye 20 Ayrıca bk. Nesâî, Âdâbü’l-kudât 14.
Reklam
Anatole France şöyle demektedir: "Bilim adamı, 'biliyorum' ile 'zannediyorum' arasındaki farkı bilen kimsedir". Ebû Hanife'dir ki halktan ihtiyar bir kadının, kendisine sorduğu beş sorudan üçü için "bilmiyorum" diyor. Kadın, her dinî, ilmî, tarihî, fıkhî, felsefî, tabiî, tıbbî ve özel sorusunu mahallenin yarım hocasına sorup cevabını cebinde bulmaya alışık olduğundan ve hoca ömründe "bilmiyorum" demediği için bu duruma hayret eder ve şöyle der: "Ey bilgin imam! Sen beytü'l-maldan camide oturup 'bilmiyorum' demek için mi para alıyorsun?" İmam şöyle cevap verir: "Hayır bacı! Beytü'l-maldan bana verdikleri bu para, bildiklerim içindir. Eğer senin deyişinle bilmediklerim için bana para vermek isteselerdi, dünyanın bütün serveti bile buna kifayet etmezdi"!
Sayfa 175 - Fecr YayınlarıKitabı okuyor
Kişinin yapmadığı bir şeyi başkasından talep etmesi tutarsızlıktır, inandırıcılığı olmadığı için de etkili değildir.
MEÇHUL ŞEHZADE: DELİ KURT Olay Örgüsü 1403 yılının sonlarıdır. Üstü örtülü bir kağnı gecenin karanlığında ilerlemektedir. Genç bir atlı tedirgin bir şekilde kağnıyı yönetmektedir. Kağnıda Yıldırım Bayazıd'ın oğlu İsa Beğ'in eşi Bala Hatun vardır. Bala Hatun hamiledir. Osmanlı sipahisi Çakır Ağa onu sütanasının evine götürmektedir.
İslâmda kadın
kadına reyhan, elma, yahut ådet olan bir şey vermek ve bunları kadınlardan almak, yahut kadınlarla nazik ve yumuşak konuşmak da căız değildir. Kadınlar da erkeklerle sert ve haşin konuşmalıdırlar. Nitekim Hak Teâlâ buyurur ki: "Kadınlarla konuşurken, tatlı ve cazip konuşmayınız, kal binde hastalık olan tamah eder. Konuşurken şeriata göre konuşun
Reklam
Bil ki, erkek ve kadınların meclislerde ve ziyafetlerde arada perde ve örtü olmaksızın bir arada toplanmaları kadar büyük bir fesat kaynağı yoktur. Yaş mak ve peçe bağlamak da kifayet etmez. Zira yaşmak ve peçe beyaz ve câzip olup bunları bağlamak külfetine katlansalar şehveti tahrik ederler. Bäzen pe çeli iken daha güzel, görünür. O hälde kadınların, beyaz peçe ve yaşmak bağ layarak ve süslenip püslenerek dışarı çıkmaları haramdır. Bunu yapan kadın asi olur. Kadının bu hâline rıza gösteren kocası, babası ve kardeşi de bu gü naha ortak olur. O kadınlara bakmaktan kalpte meydana gelen şehvetin ve bu şehvetten meydana gelen fesadın vebali, onların dışarıya çıkmalarına müsaade edenlerin boynunädir.
Kadın ve erkek
Kadınların da güzel erkeklere bakmaktan kaçınmaları lazımdır. Şehver kastıyla olan bakmalar haramdır. İster erkeğin kadına, isterse kadının erkeğe bakması olsun. İkisi de birdir. Şehvet kastıyla elbiseye bile bakmak haram dır. Ama tesadüfen gözü ilişirse, günahkar olmaz. Fakat gözüne hakim olup fazla bakmamalıdır. Eğer ilk defa gözü ilişince, gözünü ondan ayırmazsa, ya hut ikinci defa bakarsa, haram olur, günahkâr olmuş olur. Peygamber buyurdu ki: "Kasıtsız olan ilk bakış senindir. (Yani ondan sana mesuliyet yoktur). İkinc kasıtlı bakış ise senin aleyhinedir. (Yani mesuliyeti vardır) ". Yine buyurur ki: "Bir kimse åşık olur da aşkını kalbinde gizleyip açığa vurmazsa ve aşkına uyup günah işlemezse ve bu belådan ölürse, şehitler zümresinden yazılır."
402 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
1965 yılında Kahramanmaraş'ta doğan Nuri Yıldız, eğitim alanındaki başarılı kariyeri ve uluslararası alanda faaliyet gösteren aktivizmiyle tanınıyor. Aynı zamanda bir yazar olarak da önemli eserlere imza atmıştır. Dicle Üniversitesi'nde Sınıf Öğretmenliği, Anadolu Üniversitesi'nde Sosyal Bilgiler Bölümü ve son olarak Sütçü İmam
Brankhos
BrankhosNuri Yıldız · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 20211 okunma
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.