Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kadın Hakk'ın ışığıdır,nurudur. Sanki o,mahluk değildir de halıktır
Kadın nedir?.. O ışıklı menekşedir ki uçar, Baharın güzelliği içinde o, ufukların gülüşüdür. Çiçek nedir?.. O da bir gülümseyen sevgidir ki Temiz ruhunun güzel kokusunda bir kadınlık var!.. *****
Sayfa 43 - CANKitabı okuyor
DÜLGER BALIĞININ ÖLÜMÜ Hepsinin gözleri güzeldir. Hepsinin canlıyken pulları kadın elbiselerine, kadın kulaklarına, kadın göğüslerine takılmağa değer. Nedir o elmaslar, yakutlar, akikler, zümrütler, şunlar bunlar?.. Mümkün olsaydı da balolara canlı balık sırtlarının yanar döner renkleriyle gidebilselerdi bayanlar; balıkçılar milyon, balıklar
Reklam
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
ötüken yayınevi
_Rüya, gören olmadan da var olabilir. Rüya gören olmadan rüya mevcut olduğunda ise bu özgün gerçeklik gibi gelir. Siz yoksunuz ama kozmik bir akıl var. Brahma var. Bu yüzden bütün alemin Brahma'nın gördüğü bir rüya olduğunu söylerler. Bütün bu dünya bir rüyadır, bir mayadır. Ama bu her şeyin, tümün bir rüyasıdır. Kişisel bir rüya değildir.
_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir
Şimdi ben de burada, Girit'in bu kıyısında dedemin merakını sürdürüyorum. Ben de sanki fenerle aramışım gibi, bir konuk bulmuştum; şimdi gitmesine izin vermiyorum, bana bir yemekten fazlasına mal oluyor ama, değer! Her akşam işten çıkmasını bekliyor, onu karşıma oturtuyorum; yemek yiyoruz, hesap zamanı geliyor: "Söyle!" diyorum, sonra pipomu içerek dinliyorum; bu konuk, yeryüzünü, insan ruhunu çok dolaşmış, onu dinlemeğe doyamıyorum. "Söyle Zorba, söyle!" Zorba, her akşam beni Yunanistan'da, Bulgaristan'da, İstanbul'da gezdiriyor, ben de gözlerimi yumup seyrediyorum. Şu karışık sorunları olan, çok çekmiş Balkanlar'ı dolaşmış, küçük gözleri, hepsini şahin gibi hızlı ve keskin bakışlarla süzüp geçmiş. İkide bir gözlerini yumruklaştırıyor, bizim alıştığımız ve önem vermeden geçtiğimiz şeyler, Zorba'nın önünde korkunç sırlar gibi dikiliyor. O gene bir kadını görünce ürpererek durur, "Ne sırdır bu?" diye sorar. "Kadın ne demektir, neden böyle beynimizin vidalarını laçka ediyor? Söyler misin bana, nedir bu?" Bir adama, çiçek açmış bir ağaca, bir bardak serin suya da bakarak aynı biçimde gözlerini yumuklaştırıp sorar. Zorba her şeyi, her gün ilk kez görmektedir.
Sayfa 60 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Şamil'in oğlu Cemaleddin esir alınıp St. Petersburg'a getirileli on üç yıl olmuştu. Bu on üç yıl içerisinde Şamil, Zümrüdüan­ka gibi Ahulgo'nun küllerinden yeniden doğmuş ve Kafkasya'ya hakim olmuştu. Rus askerleri, akın akın bu dev gibi adama sal­dırmış ancak geri çekilmek zorunda kalmıştı. Bu on üç yılda, esir olarak St.
_Sanatın yaratıcı gücü, doğadan, sanatçının eli değmeden, kendiliğinden çıkar ortaya. Her sanatçı, doğanın özünde bulunan sanat nitelikleri karşısında, Aristoteles'in deyimiyle bir "öykünücü"dür. O, ya Apollo'ca bir düş sanatçısı, ya Dionysos'ca bir coşkunluk sanatçısı ya da hem coşkunluk hem de düş sanatçısıdır. _Apollo,
( Marques de Sade > Max Stirner > Nietzsche )
_Ben düşüncesizim. _Hiçbir şey benden üstün değildir! Hiçbir şey beni aşacak yücelikte değildir. _Benim eylemlerimi komuta etmek, nasıl davranmam gerektiğini söylemek hiç kimsenin üstüne vazife değildir. _Ben tamamlanmamış bir tinim ve mükemmel tin için çaba göstermeliyim.
"Şu çiçeğin adı nedir?" "Şu çiçekleri kapalı duran mı?" "Evet... Evet o" "Elleri üşüyen kadın çiçeği..." "Ne?" "Elleri üşüyen kadın çiçeği dedim." "Allah Allah nasıl bir çiçek bu?" "Elleri üşüyen kadınlar açmamış yaprakları avuçlarının içine alıp bir dilek tutarlar. Avuçlarını açtıklarında çiçek açılırsa dilekleri kabul olmuş demektir. Açmazsa ne yazık ki kabul olmamıştır." İlknur usulca çiçeğe yaklaştı...
Sayfa 118 - Profil kitapKitabı okudu
194 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.