Anneliği Bırak Sevgili Ol
Biliyor musunuz? Biz Türk kadınları, erkeklerimizi çocuk bırakmak istiyoruz aslında. Sonra da onları karşımıza alıp kızıyoruz- Bu gelenek oğlan anneleri ile başlıyor. Sürekli onlar için her türlü problemi çözüyoruz. Duygusal bir sorunla karşılaşmalarına tahammül bile edemiyoruz. Üzüldüklerinde adeta dişi bir kaplana dönüşüyoruz. Çok güçlü ve dişli birer kadın imajı ile büyümelerine sebep oluyoruz- Sonra oğlanlar büyüyorlar. Biz onları tam bir erkek haline getiremediğimiz için, bu kez gelinler devreye giriyor. Ama gelinler de aslında aynı tip annelerin tornasından çıkıyor. Oğlanlar yetişkin birer erkek olduklarında artık bilinçaltları, anneleri gibi kuvvetli, çözümcü, kendilerini koruyup kollayan kadınları seçiyor. Bu kadın onu hayatı boyunca sırtında taşımak zorunda kalıyor. Biz Türk kadınlarının dişilik gücü, ‘anne’ rolünden geliyor. Sevgili olmayı öğrenemiyoruz. Hep vermek, vermek, vermek peşinde koşuyoruz. Özellikle güçlü kadınlar, hayatlarına giren erkekler zayıf davrandığında bütün kontrolü ellerine alıyorlar. Sorunları çözmeyi onlara bırakmak yerine kendileri çözüyorlar. Hele kariyer kadınlarının üzerinde şöyle bir baskı da var: «Ayaklarımın üzerinde durmalıyım!»
Sayfa 189
"Kadınlar ve erkekler sorunları çözerken, konuşurken, deneyimlerken ya da güçlü duygulan depolarken beynin farklı bölgelerini kullanıyorlardı."
Reklam
Aşık olmak acı çekmek anlamına geliyorsa; bir kadın olarak en yakın arkadaşlarımızla konuşmalarımız o, onun sorunları, onun düşünceleri, onun duyguları hakkındaysa ve neredeyse bütün cümlelerimiz “O…” diye başlıyorsa aşırı seviyoruz demektir.
“Vücudunu bana bastırmaya başladığında vahşi, acımasız bir hayvana dönüşüyorum. Bedeninin isteklerine göre onu öpü­yor, emiyor, yalıyor hatta bazen ısırıyorum. Bacakları açılıp kapanarak titriyor, sarsılıyor, sonunda da zirveye çıkıyor. İnanılmaz bir şey.” “Kadın zarif, açmakta olan bir çiçek gibi. İşin sırrı yapraklarını dökmeden Önce doğru anı yakalayabilmek, ne bir saniye önce ne de sonra. Benim amacım, kutsal kâsenin121 peşinde oldu­ğumdan, doğru anda onun içine girerek onu zevkten çıldırtmak. Zor kısmı da bu. Eğer erken davranırsam, hiç boşalmayabilir. Çok geç olursa, bensiz başlayabilir.” Pantolonumun fermuarını açtığımda kazık gibi olmuş aletim birden dışarı fırladı. Otuzbir çekmek istiyordum fakat öncelikle yazımı bitirmem gerekiyordu. “Çok yaklaştığında, ben de deliye dönmüş bir köpekbalı­ğı gibi saldırıyorum. En sonunda vajinası refleks olarak ağzımın içinde kasılmaya başlıyor. Her zaman hayalini kurduğum ağız sulandıran bir his. O an tam kıyısında olduğunu anhvorum, ince bir İpliğe bağlı, kendini bırakmak İçin çırpınan bir vücut, fakat zihni onu isteğinden alıkoyuyor. Genellikle baba sorunları, kötü kız olmanın verdiği vicdan azabı ya da kendine olan saygısını kaybetme korkusu sağ olsun. Seç birini, daima bunlardan biri çı­kar. Her neyse, beyni sonunda vücudunun elde etmek için yanıp tutuştuğu bu yoğun hazza yenik düşer.”
Sayfa 11
İlk olarak ordunun desteğini alacağından kesinlikle emin olmak zorundaydı. 2 Şubat 1924’te Kâzım Karabekir, İsmet Paşa ile Milli Müdafaa Vekili Kâzım’ın (Özalp), İzmir’deki askeri tatbikatı izlemeye gittiklerini öğrenince şaşkınlığa uğradı. Genelkurmay Başkanı Fevzi de (Çakmak) onlara katılacağından, o da gitmeye karar verdi. Mustafa Kemal
Sayfalar: 467-468-469-470-471-472Kitabı okudu
Erkek ve Kadın
Erkeğin sorun çözmeye yönelik bir iletişim sergilediği gözlemlenmiş. Evet, sorun neyse dinliyor ama hemen ardından sorunun nasıl giderileceğiyle alakalı konuşuyor. İletişime çözüm odaklı yaklaşıyor. Bu davranış biçimi avcılık kültürüyle tutarlı... Kadınlar ise ilişkinin kendisine çözüm kadar önem veriyor, konuşmak, anlatmak, ilişki kurmak hoşlarına gidivor. Esas yaklaşımları önce ilişki kurmak, sonra sorun çözmek oluyor. Ki bu yaklaşımı ben, parantez içinde söylemiş olayım, gerçekçi ve güçlü buluyorum. Çünkü günümüzün sorunlarının çoğu ilişki sorunları. Kadın konuşuyor, anlatıyor , sohbet ediyor. Ortadaki sorun da bu ilişkiyi kurduktan sonra konuşmanın konusu oluyor. Zaten bu noktada var olan sorun da kendiliğinden çözülmeye başlıyor. Demek ki kadın iletişime süreç odaklı yaklaşıyor.
Sayfa 158 - Doğan CüceloğluKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.