Hiç kimseye benzemeyen bu adama deli denmez mi?
Tepem attı, başladım bağırmaya: "Ben bu evde esir miyim, köle miyim? Çocuğa bak, okula koş, evin ışı bıtmıyor, bir de bizim şehzadenin gönlünü eğlendirecekmişım, yeter artık! Ne bu yahu, yok vergisiymış, belediyesiymiş; ben insan değil miyim? Benim gezmeye, dinlenmeye hakkım yok mu?" Şeref çıktı, odaya mı, mutfağa mı gittı bilmiyorum;
Ne yazık ki yazmaya çalışmanın pek anlamı yoktu. Kelimeler aklına gelmiyordu. Bunun olmasından nasıl da nefret ediyordu. Son zamanlarda çok sık oluyordu... böylesi bir zorlukla daha önce hiç karşılaşmamıştı. Aidan McBridela tanıştığından beri yazmak zordu! Onunla bu akşam buluşacağı için endişeliydi. Hafif bir akşam yemeği hazırladı ama neredeyse
Sayfa 207
Reklam
Halit aşk mektupları yazmaya başladı. Ama onunkisi aşktan çok edebiyat yapma merakı. Anlıyorum onu. Kasvetli bir Doğu kasabasında sürgün bir genç adam elbette ilk rastladığını âşık olacak. Benim yerimde başkası olsaydı onu da sevecekti.
Sayfa 25 - İş Bankası kültür yayınlarıKitabı okuyor
Stanford'da ise yeteneğim sürekli şaibe altındaydı. Kendimden şüphe etmeye başlamıştım. Derken feminist hareket kampüsü sallamaya başladı. Kadın öğrenciler ve profesörler gerek sınıf içinde gerekse sınıf dışında toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılığın ortadan kaldırılmasını talep ediyordu. Çok yoğun ve müthiş zamanlardı. 0 ara, yazar Tillie Ölsen'm verdiği, ilk kadın araştırmaları dersimi aldım. Oîsen, öğrencilerini, öncelikle işçi sınıfından gelen kadınların kaderi üzerine düşünmeye adeta mecbur bırakırdı. Yine bize hocalık eden ve günün birinde Anne Sexton'm biyografisini yazacak olan Diane Mîddlebrook, bir gün şiirlerimden birini adımı vermeden tüm sınıfa dağıttı ve yazarın kadın mı yoksa erkek mi olduğunu sordu. Bizi, yazıya, toplumsal cinsiyete ilişkin önyargılar üzerinden değer biçme hususunda eleştirel biçimde düşünmeye iten bir deneydi bu. Orada Ain’t I a Woman: Black Women and FemİnUm IBen Bir Kadın Değil miyim: Siyah Kadınlar ve Feminizm] adlı ilk kitabımı yazmaya başladım; on dokuz yaşındaydım. Kadınlar arasındaki dayanışmanın temelini atan feminist hareket olmadan bu inanılmaz dönüşümlerin hiçbiri gerçekieşemezdi.
bgst yayınları
Başkan Sedat konuk konuşmacıyı takdim etti. Kaddafi sahneye geldiğinde konuşmasına başlamak yerine, sırtını dinleyicilere dönüp podyumun arkasındaki tahtaya bir şeyler yazmaya başlayınca dinleyiciler şaşırdı. Sonra yüksek sesli konuşmaya başladı. Libya başbakanının yazmış olduğu kelimelere baktı: "Bekaret. Adet görme. Doğum." Kaddafi donup kalan izleyicilere dönerek anatomi ve fizyolojileri gereği kadınların erkeklere eşitliğinin mümkün olmadığını açıklayarak konuşmaya devam etti. Kaddafi kadınların erkeklerle beraber çalışmak için değil, tıpkı inekler gibi çocuk doğurmak ve onları emzirmek için yaratılmış olduklarını belirtti. Dinleyiciler onu protesto etmeye başladılar. Hakarete uğradıkları için kadınlar öfke içinde ayağa fırladıklarında, Kaddafi zayıf yapılı oldukları için kadınlarının erkeklerin dayanabildiği koşullara fabrikalardaki sıcağa, inşaat işlerindeki ağır yüklere- dayanmalarının beklenemeyeceğini söyleyerek kendini savunmaya çalışıyordu. Bu sırada tanınmış bir kadın gazeteci ayağa kalkarak kendinden emin bir şekilde konuşmaya başlayınca, herkes sustu. "Sayın Başkan" diyordu gazeteci. "Hiç böbrek taşı düşürdünüz mü? Erkekler bana bunun çok acı veren, aslında dayanılmaz bir şey olduğunu söylüyorlar. O halde, Sayın Başkan normal bir böbrek taşının yüz katı büyüklüğünde örneğin kavun büyüklüğünde bir taşı gözünüzün önüne getirin. Siz bunun acısına dayanabilir miydiniz? (...) İçerideki kadınları duyuyor musun? Başkan Kaddafi'yi şişe geçirip ateşte kızartmak istiyorlar!"
Sayfa 336 - Yurt YayınlarıKitabı okudu
“İçinizde kim günahsızsa, ilk taşı o atsın!”
Din bilginleri ve Ferisiler, zina ederken yakalanmış bir kadın getirdiler. Kadını orta yere çıkararak İsa’ya, “Öğretmen, bu kadın tam zina ederken yakalandı” dediler. “Musa, Yasa’da bize böyle kadınların taşlanmasını buyurdu, sen ne dersin?” Bunları İsa’yı denemek amacıyla söylüyorlardı; O’nu suçlayabilmek için bir neden arıyorlardı. İsa eğilmiş, parmağıyla toprağa yazı yazıyordu. Durmadan aynı soruyu sormaları üzerine doğruldu ve, “İçinizde kim günahsızsa, ilk taşı o atsın!” dedi. Sonra yine eğildi, toprağa yazmaya başladı. Bunu işittikleri zaman, başta yaşlılar olmak üzere, birer birer dışarı çıkıp İsa’yı yalnız bıraktılar. Kadın ise orta yerde duruyordu. İsa doğrulup ona, “Kadın, nerede onlar? Hiçbiri seni yargılamadı mı?” diye sordu. Kadın, “Hiçbiri, Efendim” dedi. İsa, “Ben de seni yargılamıyorum” dedi. “Git, artık bundan sonra günah işleme!”
Sayfa 178 - Yuhanna 7, 8 | Zinada Yakalanan KadınKitabı okudu
Reklam
ÜNAL YALTIRIK Diyarbakır'da İlkokul 8 yaşında herhalde Diyarbakır'a geliyorsunuz, 1940-41 arası... Kabaca 8-12 yaş arasında Diyarbakır'dasınız diyebilir miyiz? Evet. İlkokula orada başladığım için o hesaba geliyor. 8 yaşında ilkokula Diyarbakır'da başladım. Diyarbakır'daki evinizi hatırlıyor musunuz? Nasıl bir evdi?
_Derin acılar, insanı seçkinleştirip diğer insanlardan farklı kılar. _Wagner, çok derin acılar çeken biri – diğer müzisyenlerden üstün yanı da bu. Her alanda Wagner'e ve bestelediği müziğe hayranım. _Derin acılar çekmiş her insanın ruhsal iğrençliği ve gururu, bir kişinin ne kadar acı çektiği, neredeyse onun değer dizgesi içerisindeki yerini
Kırmızı duvarlı evler
Kırmızıdan neden nefret ettiğimi yazacağım. "Kırmızıyı hiç sevmiyorum ben!" diye yazmaya başladı Nevin. "Üstüme üstüme gelen duvarlarla aynı renk olduğu için..." O sırada kapı çalındı. Telaş içinde açmaya gitti annesi. Az sonra babasıyla beraber içeri girdiler. "Yemek hazır değil mi daha" diye gürledi
Sayfa 122Kitabı okudu
YUHANNA‬ ‭8:3‭-‬11
[3-4] Din bilginleri ve Ferisiler, zina ederken yakalanmış bir kadın getirdiler. Kadını orta yere çıkararak İsa'ya, “Öğretmen, bu kadın tam zina ederken yakalandı” dediler. [5] “Musa, Yasa'da bize böyle kadınların taşlanmasını buyurdu, sen ne dersin?” [6] Bunları İsa'yı denemek amacıyla söylüyorlardı; O'nu suçlayabilmek için bir neden arıyorlardı. İsa eğilmiş, parmağıyla toprağa yazı yazıyordu. [7] Durmadan aynı soruyu sormaları üzerine doğruldu ve, “İçinizde kim günahsızsa, ilk taşı o atsın!” dedi. [8] Sonra yine eğildi, toprağa yazmaya başladı. [9] Bunu işittikleri zaman, başta yaşlılar olmak üzere, birer birer dışarı çıkıp İsa'yı yalnız bıraktılar. Kadın ise orta yerde duruyordu. [10] İsa doğrulup ona, “Kadın, nerede onlar? Hiçbiri seni yargılamadı mı?” diye sordu. [11] Kadın, “Hiçbiri, Efendim” dedi. İsa, “Ben de seni yargılamıyorum” dedi. “Git, artık bundan sonra günah işleme!
Kitab-ı Mukaddes ŞirketiKitabı okuyor
Reklam
_İnsan, ya insan gibi akıllıca söylemeli yahut hayvanlar gibi susmalıdır! _Sessizce bir köşede oturan sağırlarla dilsizler, gevezeden daha üstündür. _Her ormanı boş sanma, belki de kuytuluklarında bir kaplan uyuyordur. _Hastaya şeker vermek günah olur, çünkü ona acı ilaç fayda verecektir. _İnsanlarla münasebetin ateşle münasebetin gibi olsun. Çok
Masonluk, Nostradamus, Kanlı Kontes...
(Kara Büyücü, İblis’in Peygamber'i Crowley'in ilhamları)_ _Abrahadabra; Ra-Horus’un Peygamberi. _Ölüm, köpekler içindir. _Düşkünleri ve mutsuzları ezin. Bu aptal insanların dertlerine azıcık bile endişelenme sakın. _Bir dilenci sefaletini asla gizleyemez. _Lütuf yok. Suçluluk yok. Tek kanun: İstediğini Yap. _Hayvan gibi olma,
Halit aşk mektupları yazmaya başladı. Ama onunkisi aşktan çok edebiyat yapma merakı. Anlıyorum onu. Kasvetli bir Doğu kasabasında sürgün bir genç adam elbette ilk rastladığına âşık olacak. Benim yerimde başkası olsaydı onu da sevecekti. Yazdıklarından sinirlerinin çok bozuk olduğu belli. Kendine bir şey yapmasından korkuyorum. Hapiste bir kez denemiş bunu, bileklerini kesmiş. Onunla öyle büyük bir dostluk var ki aramızda…
122 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.