“Bir şeyler bizi üzdüğünde ya da canımızı sıktığında sessizce oturmak için gidebileceğimiz bir yer olması mükemmel bir plan aslında. Bizim hayatımızda bir sürü ama bir sürü zor zaman oldu, olacak ama doğru şekilde yardım istersek onlara daima katlanabiliriz.”
Ne bilirsin sen?" diyorum. "Sen bizim hâlimizi ne bilirsin?" Ağzımdan köpükler çıkıyordu öfkemden. "Senin arkanda bıraktığın kadınlar, gayrimeşru çocukların ne hâlde biliyor musun? Sen, kimseyi arkanda bırakmamak ne demek biliyor musun? Sen, bu coğrafyada kadın olmak ne demek biliyor musun? Sen, medeniyetin gerçekten ne olduğunu biliyor musun?" Kelimelerim kesik kesik, akrebin avına saldırması gibi sivriydi. Bir daha karımın adını ağzına alırsan....
Feminist kadın denildiğinde erkeklerden nefret eden, kadın-erkek ilişkilerini savaş alanı olarak gören, cinsel özgürlük tutkunu kadınlar anlaşılır.
Gerçek feministler yalvaran erkeklerden hoşlanırlar. Erkeğe seks için ihtiyaç hisseder. Erkeği doğal düşman olarak görme eğilimi aslında erkek egemen kültürlere tepki olarak oluştu. Gerçekten de kadını ucuz köle olarak gören, değer vermeyen güdülmesi gereken tutumlara sessiz kalınmamalıydı.
Erkeklerin kadınlar üzerinde hakkı olduğu gibi kadınları da erkekler üzerinde hakkı vardır. Bunu Hz. Peygamber veda hutbesinde söylemişti. Ancak uygulamada bu tam gerçekleşmedi. Günümüzde bu inanç çizgisindeki kişiler ayrımını netleştirmelidirler.
Allah'ın nazarında kadın ve erkek eşdeğerdedir. Kadın ve erkek birbirini tamamlamak için yaratılmışlardır.
O halde erkek egemen veya kadın egemen hareketler sorgulanmalıdır.
Erkeklere kadınsız, kadınlara erkeksiz yaşamayı önermeye kimsenin hakkı yoktur. Bu insanın psikolojik doğasına aykırıdır.
Kadın ve erkek açısından sadakate dayalı güzel bir ilişkiden daha mutlu edici bir zevk kaynağı yok gibidir.