Geçen yıl 8 Mar t Dünya Kadınlar Günü'nde, kadın larımız, "Dayağa hayır!" dediler; bu yılın 8 Mart'ında sar kıntılığa karşı duruyor ve bütün dünya kadınlarıyla bir likte, "Bedenimiz bizimdir!" diyoruz.
Gelin, bu kampanyalar sırasında, konulara, alışılmış yargıların dışında da bakmayı deneyelim ve sorunun hep kabuklarına takıldığımızdan bir türlü inemediğimiz özü ne dokunmaktan korkmayalım ve orada gördüğümüz geleneksel ve parçalanmış kadın imgesini sorgulamaktan kaçmayalım. Soruna dıştan değil, bir kez de içten baka lım. Gelin dürüst olalım ve kadın dövmeye meraklı "erkek" bir toplum olduğumuzu kabul edelim. Ve biz kadınlar ... utanmayı bırakalım da doğru söyleyelim. Acaba kaçımız ailemizdeki erkeklerden en azından bir tokat yemedik? Sarkıntılığa uğramanın dehşet anlarını yaşa mayan acaba kaç talihli kadın var? Hiç var mı?
...
Savaşta mermi atar
Masada kalem tutar
Çileyi kadın yutar
Ezilmesin kadınlar.
...
Tandırda ekmek yapar
Tarlada kağnı iter
Kadınsız ev mi tüter
Ezilmesin kadınlar.
...
Koy yeri bağnaz kafa
Kadınlar çeker cefa
Size derim her defa
Ezilmesin kadınlar.
Hatçe ana kadınım
Çocukları güdenim
Siper olur bedenim
Ezilmesin kadınlar.
kadınlar gününde Virginia Woolf okuduk. Daha önce Virgin wolf'un kendine ait bir oda kitabını okumuştum onu daha çok sevmiştim.Kitapta olay beklemiyordum yazının şiirselliğine kendimi kaptırdım. İlk defa bilinç akışı tekniğinin yarısını anlamadım. giOrhan Pamuk kitaplarını okurken de çok iyi değildim. Ne oldu Kim ne dedi? Ya da şu an hangi zamandayız bilemedim. Kitabın dili gayet şiirseldi. Yazım dilini çok sevdim . Bir de d eniz fenerine çıkmaktan korkma metaforu çok iyiydi. Böyle bir kitabı okurken kendimi eksik hissettim, yer yer anlamak için kendimi yırttım. Sevgili Nane Kitap grubuyla nice kitaplara...
Deniz FeneriVirginia Woolf · İş Bankası Kültür Yayınları · 20215,9bin okunma
Bilinene ve kutlanılana göre 8 mart, Dünya kadınlar Günü. Geri planda ise büyük bir facia...
Kadına şiddet eğiliminin ve cinayetlerinin bu denli meşrulaştırılmış ve alışılagelmişliğinin hakimiyeti yarınlara uzanan bir ülkede ne demek 8 Mart? Geçtiğimiz yılda erkekler tarafından öldürülen 315'i bilinen, +248'i ise "şüpheli" yok edilen kadın, bu 8 Mart'ta neler söylemek isterdi? Yürür müydü biber gazı hediyeli yürüyüşlerde, girer miydi bir diğer şiddet görenin koluna özgürce -birkaç adım ötede devlet memurundan şiddet göreceğini bile bile? - Bilinmez... Bilinen bir şey var ki "Kadının Adı Yok"... Öyle demişti Duygu Asena, 1987'de. Geçen ve değişen 37 yılda ne yazık ki gelişen hiçbir şey olmadı ve kadının adı hala yok.
Derginin bu sayısında The Truman Show filmini anlatıyor. Filmin konusu hayatı televizyon şovundan ibaret olan bir adamın hikayesi anlatılıyor. Truman Baudrıllard sahte bir dünyadan ve kameraların onun hayatını çektiğinden habersiz bir karakter. İlerleyen dakikalarda yavaş yavaş gerçeği anlamaya başlıyor. Filmin sonunda her şeyi öğreniyor. Bende ot dergisi sayesinde izledim filmi. Tavsiye ederim filmi kesinlikle izleyin. :)
...
Her ay severek okuduğum bir dergi. Bu ay ki sayıda bir kaç ilgimi çeken yazılar var onları da söylemek istiyorum; Nergis Muhammedi özgürlüğü çalınan bir dahi. İranda özgürlük ve kadın hakları için çalışan bir kadın. Malesef tutuklanıyor sonra. Rabia Çetin'in yazdığı yazıda da depremde çocukları vefat eden iki babanın mezarlıkta tanışıp arkadaş olmalarını anlatıyor. Gerçekten okurken kelimeler boğazımda düğüm düğüm oldu. ALLAH sabır versin bir daha da yaşatmasın.
Yağız Yılmaz 8 mart kadınlar günü ile ilgili yazısı. Bunlar dikkatimi çeken yazılardı burada da yazmak istedim. Severek okuyorum her ay hiç okumadıysanız şans verin derim. Kesinlikle okuyun tavsiye ederim. Kitaplı günler.
Mart ayı bildiğiniz üzere, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü yaşadığımız bir ay. Bu nedenle de teması kadın olan bir kitap olduğu için "Kelebekler Zamanı"nı seçtim.
"Hayat siz planlar yaparken başınızdan geçenlerdir", derler. Bu sözü çok severim. Çünkü biz istediğimiz kadar plan yapalım, yolumuzu çizelim bir rüzgar alıp bizi
Bu kitabı geçen yıl okumuştum. Bu yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne özel tekrar okudum. Frida Kahlo'nun doğumundan ölümüne kadar acılarla dolu hayat hikayesini anlatan bir kitap. Geçen yıl okuduğumda çok etkilenmiştim. Bu yıl da bana aynı duyguları yaşattı. Bana keşke daha önce okusaydım dedirten nadir kitaplardan birisidir.
Gözlerim dolarak okuduğum, hayata bakış açımı sorgulatan, sade bir dille yazılmış kitabın, eklerinde Frida Kahlo'nun tablo görsellerine yer verilmiş olması okuyucuyu kitapla bütünleştiriyor. Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.