Kalp demişken...
O nasıl? Yoruldu mu artık,
Kanamaktan?
Kanmaktan?
Yanmaktan?
Vazgeçti mi,
Kendini buruşturulup bir kaldırım kenarına atılmış,
Boş ve depozitosuz bir pet şişe sanmaktan?
Her yandan Beyaz adamla çevriliyim, yukarıda gök yarılıyor orta yerinden, ayaklarımın altında yer sarsılıyor ve bir yerlerde beyaz bir şarkı, her yerde beyaz bir şarkı çalınıyor. Beyazlık, beni yakan beyazlık... Ateşin yanında oturuyor ve derimi inceliyorum, postumu. Daha önce hiç dikkatimi çekmemiş sanki, ne kadar da çirkinmiş meğer. Ama bir an
Albert Camus,
Açıkcası eseri okurken en çok etkilendiğim kısım eserin önsözü oldu. :)
Önsözleri çok severim. Çoğu zaman okur olarak acaba yazar bunu yazarken ne düşündü? Ne hissetti? Neler yaşadı? Dediğimiz, merak ettiğimiz dönemler olur. Maalesef bu sorularımızın çoğu yanıtsız kalır, ama Camus bunları sanki hissetmiş gibi, öyle güzel uzun
“Siyasal bağımsızlık, adlî, ekonomik ve malî hayatımızı yok etmeye ve sonucunda yaşama hakkımızı ortadan kaldırmaya yönelmiş <Sevr Antlaşması> bizce YOKTUR!”
Mustafa Kemal Atatürk (1921 - Atatürk’ün S.D.I1I, s. 16-17)
*
Uyarı: *Spoiler olma ihtimali olduğu iddia edilen bilgiler olabilir. Bunu kabul ederek