Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
368 syf.
2/10 puan verdi
·
3 saatte okudu
Maalesef ki kitabı beğenemedim. Genelde az incelemesi olan puanı 6 7 arası değişen kitaplar çok iyi çıkıyor ama bu çok büyük bir hayal kırıklığıydı benim için. İlk öncelikle ben bu tür kitapları kafa dağıtmalık olarak okuyorum, yani okuyayım ama beni çok yormasın, okurken eğleneyim güleyim kafasına giriyorum. Üç tane yeni mezun kızımız çok ünlü bir startup şirketinin stajına kabul edilir. Üçünün tarafından da okuyoruz ama üçü de inanılmaz derecede farklı tiplemeler. Sanki başka başrol karakterlerini alıp kitaba koymuşlar ama okurken sizi yoran karakterler. Belki sadece birinin gözünden okusaydım bu şekilde düşünmezdim ama birini okuyorum sonra diğerinin bölüme geçiyorum haliyle dur ne oluyoruz oluyorum. Başka bir dezavantajı kitap teknik terimlere fazla girmiş. Mesela Hazelwood kitaplarını da okudum, akademisyen bir yazarın elinden çıkma kitaplar ama okuyucuyu yormadan bunu nasıl ele alacağını çözebilmiş. Kodlama vs bilmeyenler ya da ilgisini çekmeyenlerin zaten okumaması gereken bir kitap. Kolay kolay herkesin sevebileceği bir yazım tarzı yok, mizah yönünden kuvvetli ama iki cümleden biri sadece o kültürün bilebileceği ve anlayabileceği şakalardan ibaret o yüzden okurken daha da uzaklaştım. Kendi adıma konuşursam maalesef ki beğenemedim en azından siz beni yormasın kafa dağıtayım eğleneyim diyerek başlamayı düşünüyorsanız tavsiye etmiyorum.
Ekran Kraliçeleri
Ekran KraliçeleriLori Goldstein · Martı Yayınları · 202314 okunma
Tam bir münzeviydi; onu avutacak kafa dengi tek bir arkadaşı bile yoktu - burada birisi ile hiçbirisi arasında, İsa ile hiç arasında olduğu kadar bir sonsuzluk vardır. Gerçek bir dosta sahip olanlar, yalnızlığın ne demek olduğunu bilmezler, - çevrelerinde tüm dünya onlara düşman olsa bile. - Ah, çok iyi anlıyorum, bilemezsiniz siz yalnız kalmanın
Sayfa 17
Reklam
Muammer Kaddafi ve Saddam Hüseyin gibi devlet başkanlarını değerlendirirken, "Onlar gitti, ülkeleri mahvoldu. Onlar varken, problem yoktu" şeklinde bir yorum türü mevcut. Bu bakış açısı, sonrasındaki gelişmelerin fenalığına bakarak, öncesinin "mutlak güzel" olduğunu varsayan basit bir ezber aslında. Tarihteki her gelişmenin, kendi içinde sıkı sıkıya bazı kurallara bağlı, şaşmaz bir sebep-sonuç zinciri içinde gerçekleştiğini hiç unutmadan, şunu söylemek daha makul görünüyor: Kaddafi ve Saddam gibiler, zaman zaman açılıp biriken suyu azaltmakla görevli olduğu halde hiç açılmayan ve damla bile sızdırmayan baraj kapakları gibidirler. Barajın arkasındaki su birikir, birikir... Ve sonunda o kuvvetli basınçla duvar patlar, her yer sele boğulur. Diktatörlerin başına buyruk yönetim tarzları ve halklarına muamelelerindeki acımasızlık (örneğin, baskı ve zulüm öylesine yoğunlaşır ki, ezilen kitleler "Biri bizi kurtarsın, kim olduğu önemli değil!" diyecek hale gelir), onların trajik akıbetlerini kaçınılmaz hale getirir. Dolayısıyla, kendilerinden sonra yaşanan karmaşa ve kaosta, iktidardayken attıkları bazı adımların ve ihmal ettikleri şeylerin direkt sonuçlarını görmek mümkündür. Bu acıklı manzaraya bakınca, Ortadoğu halkları açısından sorulacak soru ise şu: Diktatör yumruğu, işgalci çizmesi veya iç savaş dışında, dördüncü bir yol yok mu? Veya, bu dördüncü yola kafa yoranlar, bunun için dikkatle ve sabırla çalışanlar var mı?
Ketebe
208 syf.
5/10 puan verdi
Özgür Rosto, okulumuzun kütüphanesine gelen hediye kitaplardan biriydi. Dikkatimi çektiği için bir süre önce okumaya karar vermiştim. (Her zaman olduğu gibi içimden geldiği şekilde tazecik bir inceleme yazmayı istiyorum.) Öncelikle kitabın kahraman bakış açısıyla yazılması ve keyifli, akıcı bir anlatıma sahip olması çok güzeldi. İçerisinde farklı
Özgür Rosto
Özgür RostoYiğit Bener · Can Yayınları · 201414 okunma
Demek ki ‘bulantı’ bu: göz kamaştırıcı bu apaçıklık. Üzerinde kafa patlattım. Yazılar yazdım. Şimdi biliyorum. Varım (dünya da var) ve dünyanın var olduğunu biliyorum. Hepsi bu. Benim için önemli değil. Benim için hiçbir şeyin önemi olmaması çok acayip, korkuyorum bundan. Denizde taş kaydırmak istediğim gün yok mu, işte o günden beri böyle. Çakıl taşını atarken, durup ona bakmıştım; her şey işte o zaman başlamıştı: Onun var olduğunu hissetmiştim. Bundan sonra başka ‘bulantı- lar’ da oldu.
720 syf.
10/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Öncelikle normalde kolay kolay inceleme yazmadığımı belirterek başlamak istiyorum. Bu kitap benim üzerimden tır gibi geçti. Bunun kendimi birçok yönden kitapla bağdaştırmamla çokça alakası olmasıyla birlikte bu kitap uzun zamandır yayımlanmış en iyi genç kurduğu demekten de kendimi alamıyorum. Her kitabın kategorisine göre değerlendirilmesi
On Üç’ü Bağlamak
On Üç’ü BağlamakChloe Walsh · Martı Yayınları · 2024334 okunma
Reklam
336 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Baş ağrısı hiç kalır...
1.Ayfer TUNÇ'un yazım dili olarak bence büyük risk aldığı buna rağmen işi büyük bir ustalıkla kotardığı bir romanla karşı karşıya kalıyorsunuz. Roman ilk sayfadan son satıra kadar 3.bir kişinin seslendirmesi ile ilerliyor. Tek bir diyalog yok...Ancak sanki karakterler konuşuyormuş havasında okunup giden özelliği alkışlanası. Herkes sevmeyebilir tabii ki... 2. Kitabın; altı çizilesi, üzerinde kafa yorulası ve kalbe ok gibi saplanası tespitleri, değerlendirmeleri ve hiç böyle bakmamıştım dedirten iğnelemeleri okuyucuyu sonuna kadar sarıp sarmalıyor. 3. Elbette baştan sona sisli, grinin hakim olduğu, zaman zaman karanlığın hüküm sürdüğü kurgu aynı zamanda kitabın ana atmosferini de oluşturuyor. Sıkı bir depresif ruh hali kıyısına sürüklenmek bu romanda kürek çeken her okuyucunun kaderi olabilir. 4. Sağlam bir dili destekleyen ilginç kurgusu okuyucuyu sürüklüyor, sayfaların dönüş hızı da aynı biçimde artıyor kitap boyunca. 5. Okunası bir kitap olmanın yanı sıra Murşit karakterinin Türk Edebiyatına OBLAMOV esintisi de ilginç bir deneyim gibi gözüküyor. 6. Tavsiye ediyor muyum ? Evet. Şiddetle mi ? Eh...işte... 7. İyi okumalar...
Dünya Ağrısı
Dünya AğrısıAyfer Tunç · Can Yayınları · 20214,068 okunma
120 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Merhaba arkadaşlar. Hepimize günaydınlar ve mutlu günler. Uzun yıllar sonra oldukça doyurucu olacağını düşündüğüm Anton Çehov serisine başladık ve bitiriyoruz. Yaklaşık 10 kitabını bu süreçte okuyoruz ve okuyacağız. Bunun dışında onun öykülerinin seri olarak basımları var. Bunların Cem - İletişim ve Yordam Yayınları üzerinden yapılmış setlerinin
Hayatım
HayatımAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,946 okunma
129 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Ayrılık acısının en komik hali :) Kitap karşılıklı sohbet havasında Osman’a gönderilmemiş kısa kısa mektuplardan oluşuyor. Mektubu kaleme alan kişi bir sinirle Osman’dan ayrılmak istiyor ancak sonrasında Osman’ı özlüyor, ona dönmek barışmak istiyor yeniden. Onsuz hayatın ne kadar boş yavan olduğunu anlatıp derinden acı çektiğini satırlara dökerken harika bir şekilde mizahi unsurlardan yararlanıyor. Her mektubun kaleme alınışında nasıl üzüldüğünü içten içe elbet seziyor ama bir yandan da kıs kıs gülmeden edemiyorsunuz. Kafa dağıtmak, biraz eğlenceli şeyler okumak hatta biraz da kendinden bir şeyler bulmak isteyenlere kesinlikle öneririm. İyi ki okudum dediğim kitaplardan oldu. “Dans etmek istediğimde vileda sopası hiç itiraz etmiyor, kitap okusam kimse ses çıkarmıyor... Vurdulu kırdılı filmlerden de kurtuldum, sanata doyuyorum. Esasen yalnızlıkla bir problemim yok yani, ben sensizliği pek sevmiyorum.”
Bu Hikaye Senden Uzun Osman
Bu Hikaye Senden Uzun OsmanAylin Balboa · İletişim Yayıncılık · 20224,217 okunma
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.