Hastane odasında önümde yatan adama, "Ölümlü olma hali, yedi harf. Sence ne olabilir?" diye sordum. Kendisine verilen yüksek dozda morfinden olsa gerek cevap vermedi. Gülümseyerek başımı gazetenin bulmaca ekine egdim ve yazdım. "Fanilik. Baksana Tanrı bile sanki seninle alaya ediyor komiserim. Pardon, eski komiserim desem daha doğru olur, değil mi? Ne de olsa insanlar intihara meyilli polis memurlarından hoşlanmazlar." Ben bulmacama dönsem de onun beni izlediğini hissediyordum. "Başarısız, on harften oluşuyor. Sakın beceriksiz deme. İnanmıyorsun biliyorum ama gerçekten bugünün bulmacasında bu sözcükleri sormuşlar. Çok ilginç, değil mi? Sanki bulmacayı senin için özel hazırlamışlar." Zor duyulur bir sesle, "Burada olmanın nedeni düşmüş bir adama bir tekme atmak istemen mi, Callahan?" diye sordu. "Doğrusu buna hiç şaşırmadım." "Ben düşen adamlara tekme atmam, kafalarına kurşun sıkarım. Sen bunu iyi biliyor olmalısın," diyerek elimdeki bulmaca ekini masaya bıraktım.
Sayfa 331Kitabı okudu
264 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 9 days
17 Temmuz 1738 günü, bir balıkçı tezgahında, balık ayıklarken aniden sancısı tutan ve işinin arasında “bir avazda deriz ya”, işte öyle bir avazda doğum yapan, ardından da hiçbir şey olmamış gibi işine devam eden bir kadın tarafından dünya getirilir Jean Baptiste Grenouille. Sanki az evvel doğum yapan o değildir. Doğumu balık tezgahının altında
Koku
KokuPatrick Süskind · Can Yayınları · 201821.9k okunma
Reklam
TANYA, MİŞA, LENA VE RİNAT: ŞİMDİ NEREDELER? Gerçekten de, şu anda bizler neredeyiz? Çoğumuzun güvenebileceğimiz sürekli bir işe ve ücrete sahip olduğu SSCBde yaşamış olan, yarının getirecekleri konusunda sınırsız ve sarsılmaz bir güven duygusu içinde yaşamış olan bizler. Hasta olduğumuzda bizi tedavi edecek doktorların ve bizleri eğitecek
Malatyalı Hamido'nun şehit edilmesi
PTT'nin Ankara Emek Şubesi'nden Kasım Önadım adıyla gönderilen bir paket, 14 Nisan 1978'de Malatya'ya ulaşır. Belediye Başkanı Hamit Fendoğlu, paketin üstündeki ismi görünce arkadaşı Önadım tarafından kendisine bir hediye gönderildiğini düşünür ve paketi alır. İşlerinin yoğunluğu nedeniyle paket birkaç gün belediyede kalır ve Fendoğlu ancak 17
Dünyanın havası şiirin moleküllerini taşıyor, polen kadar hafif ya da kurşun kadar ağır; ve bu tohumlar sürülmüş toprağa ya da insanların kafalarına yerleşiyor, her şeye bir bahar ya da savaş havası vererek, mermilerin yanısıra çiçekler üreterek.
"Bunlar eski savaş tutsaklarıydı. Teslim olmak yerine kafalarına bir kurşun sıkarak intihar etmedikleri için zaten büyük bir suç işlemiş sayılıyorlardı. Düşmana teslim olmak zorunda kaldıkları zaman silahlarını kendilerine çevirip intihar etmek emredilmişti onlara. Böyle davranmakla görevlerini yapmış, iktidara, İktidar-Tanrı’ya, bağlılıklarını kanıtlamış olurlardı. Teslim olan, tutsak düşen, bu suçunun cezasını herkese, bütün gelecek kuşaklara ve her zaman ibret olacak şekilde görmeliydi. Kudret-İlâhı’nın emri, direktifi böyleydi."
Sayfa 18 - ÖtükenKitabı okudu
Reklam
Silahsız,savunmasız gencecik insanları ellerini bağlayarak ve kafalarına kurşun sıkarak gözünü kırpmadan öldürmüş,mahkeme de yargılanmış ve hüküm giymiş aşağılık bir katili Tv Haber kanallarına çıkarıp röportaj yapıyorlar! Ulan bu ülke de muhalifler Tv ye çıkamazken katiller çıkabiliyor! Soysuz köpek utanmadan "o katliam değildi o eyleme katliam denmesine karşıyım" diyor kasıla kasıla!
68 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.