Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Bir İtalyan lokantasında domates soslu spagetti, Polonya ve İrlanda lokantalarında bolca patates, Arjantin lokantasında onlarca farklı biftek çeşidi, Hint lokantasında hemen her şeye serpilmiş acı biberleri, İsviçre kafelerinde de çırpılmış kremalı koyu ve sıcak çikolata bulmayı bekleriz. Oysa bu yiyeceklerin hiçbiri bu ülkelerin yerel ürünü değildir. Domates, acı biber ve kakao Meksika kökenlidir ve Asya'yla Avrupa'ya ancak İspanyollar Meksika'yı fethettikten sonra ulaşmıştır. Jül Sezar ve Dante Aleghieri yaşamları boyunca hiç domatesli spagettiyi çatallarına dolayamadılar (o dönemlerde çatal bile icat edilmemişti), William Tell hiç çikolata yiyemedi ve Buddha hiç yemeğine acı biber koyamadı. ”
Şaşırdık Mı ?
Ne yapar bu durumda aklı başında uygar bir Avrupalı? Doğru bildiniz, Mrika'dan köleler getirilmeye başlanıyor. Gemiler dolusu ve yarısı daha yollarda telef olan Mrikalı siyah insan bu sayede kakao üretimiyle tanışıyorlar, ancak Mrika ve kakaonun kader­ lerinin kesişınesi bu köle işçi olayıyla sınırlı kalmıyor. Bu alanda İspanyolların kıtayı keşfeden ve çikolata içeceğiyle ilk tanışan olmalarından sebep bir ayrıcalık ve üstünlükleri var.
Reklam
Kafein
Tüketimi, ekseriya kahve, çay, kola, çikolata, kakao ve son zamanlarda ortaya çıkartılan enerji içecekleri ile olmaktadır. Kafeinin diğer yaygın kaynakları, reçete gerektirmeyen ağrı kesiciler, soğuk preperatlar ve uyarıcı ilaçlardır.
Nestle
En eski yabancı sermayeli firmalardan biri olan Nestle, Türkiye pazarıyla kuruluşundan sadece sekiz yıl sonra, 1875'te tanıştı. Türk tüketicisine sunduğu ilk ürünü Farine Lactee Nestle ile Türkiye, 15'inci olarak Nestle'nin ilk ihracat pazarları arasına girdi. Başta temsilciler kanalıyla satış yapan Nestle, 1909'da İstanbul'da bebek maması, yoğunlaştırılmış süt ve çikolata ithal eden ilk şubesini açtı. Nestle'nin 1919'da İzmir'de bir satış ofisi, Samsun ve Trabzon'da temsilcileri bulunuyordu. Türkiye'deki çikolata pazarının iyi bir potansiyele sahip olduğunu gören Nestle yerli üretime geçmeye karar verdi ve 1927'de Feriköy'deki bir bira fabrikasını çikolata fabrikasına dönüştürdü. Nestle günde 500 kilo kapasiteli Türkiye'nin bu ilk çikolata fabrikasında ünlü Nestle çikolatalarını üretmeye başladı. 1950'lerdeki hammadde yokluğundan dolayı fabrikanın kapanma ihtimali ortaya çıktı. Bu durum karşısında Vevey'den gelen teknisyenler yeni ürünlerin üretimiyle ilgili olarak çalışanları eğiterek krizin aşılmasında önemli rol oynadılar. Kakao sıkıntısının dorukta olduğu bu yıllarda Feriköy'ün üretimi yüzde 80 civarında şekerlemelerden ve şeker bazlı ürünlerden oluşuyordu. 1980'li yıllarda ürün yelpazesini genişletmeye karar veren Nestle, Nesquik ve çeşitli çocuk mamalarını ithal etmeye başladı ve 1984'de Nescafe'yi Türk pazarına sunarak Türkiye'de hazır kahve sektörünü yarattı.
Sayfa 24 - Business DergisiKitabı okudu
"Çikolata" sözcüğünün kökeni bu dönemdeki bir buluşa dayanır. Öğütülmüş kakao çekirdekleri, ö ğütülmüş sapote çekirdekleri, mısır taneleri ve başka çeşnilerden oluşan bir karışımdan y apılan ferahlatıcı bir içecek, ille kez 16. yüzyılın sonunda, İspanyol natüralist Francisco Hernandez tarafından tarif edildi. Bu içeceğin yeni adı olan chocolatl sözcüğünün Maya dilindeki chocol ("sıcak") ve Nahuatl dilindeki ati ("su") sözcüklerinden esinlenilerek yapılmış İspanyolca bir bileşik sözcük olduğu anlaşılıyor; kültürlerin eridiği bir pota olan sömürge dönemi Meksikasına uygun düşen bir oluşum doğrusu.
Sayfa 234 - Kitap yayınevi, 2004 Çev:Nazlı PişkinKitabı okudu
Çikolata, kakao ağacının tohumlarının kavrulması, mayalanması ve öğütülmesiyle elde edilir. Kakao ağacının botanikteki Latince adı Theobram;ı cacao L.'dir. Buradaki L. harfi, kendisinin de çikolata sevdiği kesin olan ünlü botanikçi Cari Linnaeus'u ifade eder. Linnaeus'un çikolata sevdiğinin kanıtı, bitkiye aile adı olarak "tanrıların yiyeceği" anlamına gelen Theobroma adını vermesidir. Kakao adının Meksika'da konuşulan dil ailelerindeki gelişimini araştıran pek çok dilbilirnci, cacao sözcüğünün kökeninin bir Mixe-Zoque sözcüğü olan kakawa olduğunu düşünüyorlar. Bu bilgi, çikolatanın Meksika'nın Vera Cruz ve Tabasco illerinde, erken dönemde, yaklaşık MS 1500 ile 400 yıllan arasında var olmuş Olmec kültüründeki kullanımıyla bağlantılı.
Sayfa 232 - Kitap yayınevi, 2004 Çev:Nazlı PişkinKitabı okudu
Reklam
Çikolata ve kral tacı
Yapılması gereken ilk şey kakaoları kavurmaktır. Bunu yaparken toprak tepsi değil de sac kullanmak daha uygundur. Kakao taneciklerinden süzülen yağ toprak tepsinin gözenekleri arasında kaybolur. Bu tür ayrıntılara dikkat etmek son derece önemlidir. Ayrıca bilesiniz ki çikolatanın iyi olması üç şeye bağlıdır: kullanılacak kakao tanelerinin çürük ve ezik değil, sağlam ve sağlıklı olmasına, çeşitli tipte kakao taneciklerinin harmanlanarak kullanılmasına, son olarak da kakao tanelerinin kavrulma süresine.
Çikolata
Huntley ve Palmer bisküviyi dönüştürdüler. Diğer endüstriler, insanlara tamamen yeni gelecek ürünler yarattılar. Örneğin, çikolata tekrar yaratıldı. Lüks bir içecekken, seri üretimine geçilen bir katı gıda maddesine döndü. Bu değişimi gerçekleştirmek için, kakao çekirdeğini ezen mekanik fabrikalardan fazlası gerekiyordu: böyle fabrikalar 18. yüzyılın sonlarında Barselona ve Bologna'da vardı ama onlar hâlâ çok özel müşteriler için son derece pahalı bir ürün üretiyorlardı. Yeni bir ürünün geliştirilmesi yeni bir kültürel iklimi beklemeliydi, davranış biçimlerinde ortaya çıkacak bir devrimi. Teknoloji, kıta Avrupasından geldi -Ispanya ve İtalya'dan, kakao çekme işleminin ilk kez mekanik hale geldiği yerler; sonra Hollanda vardı sırada, Conrad van Houten toz kakaoyu icat etmişti; sonra İsviçre, Caillier ve Nestlé ailesinin evlilik yoluyla birleşerek sütlü çikolata üretmeye başlamaları. Ancak, zevklerdeki devrimi yaratan, İngiliz Quakerlar oldu. 18. yüzyıl ve 19. yüzyılın başlarında, sivil olanaksızlıklar Quakerları işe girmeye zorladı. Çikolata işi onları özel olarak ilgilendiriyordu çünkü kakao alkolsüz bir içki potansiyeline sahipti. Ürünlerinin fiyat ve ulaşılabilirlik bakımından kitlesel pazara girebilmesini sağlamak, Yorklu Frys veya Bournvilleli Cadburys gibi ailelerin yanıp tutuştukları şeydi. Sonuçta elde edilen ürün, çikolataydı.
Sayfa 233 - PdfKitabı okudu
Çikolatayı Azteklerin keşfettikleri söylenir. Aztekler kakao ağacının meyvesinden çikolata yapıyorlardı ve çeşitli meşrubatlarda ve şekerlemelerde tat ve karışım olarak kullanıyorlardı.
Sayfa 109Kitabı okudu
YEME PLANINIZ İÇİN ÖNERİLER
Daha Az Önerilen Besinler Daha az uygun olan veya önerilmeyen yiyecekler çoklu doymamış yağlardan, posa maddelerinden ve vitaminlerden fakir, buna karşılık hayvansal yağlardan ve rafine şekerden zengin olanlardır: • Et: Yağsız et-özellikle kümes hayvanları-zaman zaman sebze yemeklerinin yanında garnitür olarak tüketilebilir, ancak temel besin yerine geçmemelidir. Sığır ve domuz eti yağ oranı çok yüksek olduğundan arterosklerozdan korunmada ve tedavisinde uygun değildir. • Sakatat: Karaciğer, böbrek, dil vs. • Şarküteri ürünleri: Taze sucuk ölçülü olarak tüketilebilir, ancak dayanıklı sucuklarda çok fazla yağ vardır. • Balık: Yılanbalığı, tütsülenmiş yılanbalığı, havyar, balık köftesi • Süt ürünleri: %10 yağlı süttozu, kahve kreması • Yumurtalı gıdalar: Haftada üç yumurta sarısından fazla tüketilmemelidir. Çok yağlı mayonez de uygun değildir. • Patates: Patates kızartması, fırınlanmış patates, cips • Şekerlemeler: Şartları uygun olanlar marmelat, bal, şekerleme, kakao; uygun olmayanlar çikolata, çikolatalı fındık ezmesi, çikolatalı şekerleme • Hazır gıdalar: Kremalı pasta, çikolatalı kurabiye, yağlı soslar
Sayfa 66 - Alfa Yayınları
116 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.