112 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 11 days
Yazmak
Roman ve senaryoları ile ünlü Fransız yazar denilse de, aslında doğum yeri Çinhindi. Fransa'ya okumak için gelip, burada kalan bir yazarlardan biridir. İlk kez okuduğum bir yazar. Yazarın çok sevilen ve filmi çeklien kitapları bulunmakta. Bu kitap başlangıç kitabı değil, en son okunması gereken kitaplardan biri olduğunu düşünüyorum. Yazmak,
Yazmak
YazmakMarguerite Duras · Can Yayınları · 2021254 okunma
100 syf.
9/10 puan verdi
Ezgi 12 yaşında bir kızdır. Önce annesini daha sonra babasını kaybeder. Babasının ölümüyle beraber tek başına kalır. Birgün arkadaşı yarın seni almaya gelecekler diyince olanlar olur. Ezgi annesinden kalan mektubu hikayeleri alır içerisinde gümüş kuzgun resimli bozuk bir para gece babası'nın mezarına gider. Yüce kuzgun'dan babasını ona geri vermesini ister. Macera burdan itibaren başlar. Kalender Makber geride kalan küçük kızına, yüklü maddi değeri olan bir şey bırakmamıştı, buna emin olabilirsiniz, ama yüze aşkın hikâye fısıldamıştı kulağına. Güzel bir gelecek için bu sefer öykülerden başka bir şeyi denemek istemişti: Gerçekleri. Ebedi sessizlik, kâinatın en ihtişamlı bestesi olabilir... Öldükten sonra bile bu kadar çabalayacağımı hiç düşünmezdim. Kader ne garip şey hakikaten. Çok şanslıyım sanırım... Nasıl bir ikinci şans bu? Nasıl oldu da beni buldu, ölünce sonsuza dek gitmiyor muyuz? Ne kadarsam o kadar olmanın nasıl bir şey olduğunu tatmıştım yeniden. Yüzümüze bir gülücük koyalım, ne kadar yorgun olursak olalım.
Makber
MakberGökay Çelebi · Mythos Kitap · 202410 okunma
Reklam
198 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Çocukluğumdan beri hep öğretmen olmak istemişimdir. Oldum da. Ama maalesef icra etmek nasip olmadı hiç. Belki bir gün olur. Benim de yolum düşer ücra köylere. Gozlerimin icine umutla ışıkla bakacak talebelerim olur belki. Kitabi okurken bunu düşündüm ... :( Turkiyenin uzak bir köşesine en ücra noktasına sürgün edilmis bir öğretmenin 1 mevsimde hem de kışın yaşadıklarını anlatıyor. Dogu'da yasayanlar bilir. Doguda kış mevsimi cok serttir. Hele Hakkari gibi her tarafi dağlarla çevrili ise 6 ay yerde kalır karlar. Çaresizliğin mevsimidir kış. Halkin dilini bilmeyen bir öğretmen, öğretmenin dilini bilmeyen bir halk. Ne acıdır ki hala da bilinmez bu 2 dil. Hala da yok sayılır. Köye ayak basar basmaz salginla karşılaşır. Bebeler ölür. 1, 2 , 3 demez 17 bebe. Dilekce yazar. Valiye orali olmaz. Bakanliga yazar orali olmazlar. Kentte doktor yok. Yollar kardan kapali. Bilmem kaç ay sonra Karlar erir 1 ebe 1 saglikci gelir ama köyde bakacak bebe yok. Sag kalanlara aşı vuracaklar. Ya ölenler ... 2. gun örümcek ağları ile dolu bir sinif verirler. Aslinda bir oda. Ne tahtasi ne sırası var. Ogrencileriyle beraber yapiyor sirayi da tahtayi da çünkü devletimiz her yere yetisemiyormus oyle diyor Vali. Sonrasında yaşadığı yalnızlığı, ölümler karşısında çaresizliği ruhumuza kadar işliyor. Onunla üzülüyor onunla yaşıyor onunla otlu peynir yiyip cay iciyor onunla yalnız kalıyoruz ... 2 bölümden oluşuyor kitap. Dili şiir gibi desem yanlis olmaz. Bazi sayfalarda 4-5 satirlik paragraflar var ama derinligi 4-5 sayfa . Bu kadar yeterli galiba. Mutlaka okuyun :)
Hakkari'de Bir Mevsim
Hakkari'de Bir MevsimFerit Edgü · Sel Yayıncılık · 201710.3k okunma
176 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
"Her zaman diğer tarafı dinlemek gerekir ki insanları değiştiren şey budur." İlber Ortaylı ile gazeteci, yazar Taha Akyol'un söyleşilerinin bir araya getirilmesiyle oluşturulan Osmanlı Mirası 12 bölümden oluşuyor. İlber Ortaylı'nın ailesinden, eğitiminden, tarih alanındaki yatkınlığından bahsedilip daha sonra diğer konulara geçiş yapılıyor. Osmanlı'da Ermeniler'in, Yahudi toplumunun, milli mücadele döneminde hanedan ailesinin tutumunun, Osmanlı'da modernleşme çabalarının ve Milliyetçilik akımının yaygınlaşmasının, İstanbul'un fethinin önemi ve Fatih'in kişiliği, Enderun mektebinin özellikleri, Anadolu'daki Türklerin durumunun üzerinde duruyorlar her bölümde. Özellikle Ermeniler ve Yahudiler üzerinde anlattıkları çok önemli bence İlber Hoca'nın. Özellikle devlet geleneğinin devam etmesi üzerinde durması çok önemli Ortaylı'nın. Bu gelenek ile yurt dışında saygın konumdayız ve geçmişimizle ne kadar gurur duysak az kalır. Tabi ki hatalar da olmuştur fakat bunları da görmezden gelemeyiz. Keyifli bir söyleşinin kitaplaşmış halini okumak da çok keyifliydi. Bol bol altını çizdiğim cümleler oldu yine. Sıkılmadan okunabilir bir kitap olmuş. Tarih meraklılarına tavsiye edebilirim fakat anlatılan konularda derinlemesine bilgi sahibi olmak için daha başka kaynaklara da yönelip bol araştırmak yapmak gerekir. "Türkiye'nin kendisinin bile farkında olmadığı bir özelliği vardır. Sevilen veya sevilmeyen bir ülke olmak önemli değildir. Türkiye dünyanın büyük bir kısmında saygı duyulan bir memlekettir ki bu da gelenekten ileri gelir."
Osmanlı Mirası
Osmanlı MirasıTaha Akyol · Timaş Yayınları · 2017176 okunma
264 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 21 days
Yıllar sonra bir kez daha okuduğum kitap. Bazı bölümlerini farklı yorumlasam da ilgimi çekerek okudum. Büyük bir bilge yıllarca mağrada kalır artık fikirleri olgunlaşmış ve bunu halka anlatmak gerekmektedir. Mağradan çıkar ve fikirlerini anlatmak ve ögretisini anlatmak için mağradan çıkar ve bir köye gelir, bundan sonra öğretisini anlatır ama umduğu karşılığı bulamaz. Üstinsan kavramını anlattığı bir eser. Bir defa okumakla yetinmeyecek, zaman zaman okumak lazım, her okumada farklı bir bakış açısı kazandırıyor.
Zerdüşt Böyle Diyordu
Zerdüşt Böyle DiyorduFriedrich Nietzsche · Varlık Yayınları · 199838.3k okunma
176 syf.
·
Not rated
·
Read in 33 hours
Gezinti veya gezmek yürümenin bir şekli. Genellikle gamsız öfkesiz bir eylem. Bir anlamlandırma çabasından çok gözlemleme, keyfini çıkarma, huzur arama ve mutlu olma çabası. Oysa bunun başına bir kelime eklenirse ve bu kelime biraz sert, melankolik ve varoluşsal olursa o zaman işler değişir. Bahar gezintisi demek ile yalnız gezinti demek arasında
Yalnız Gezerin Hayalleri
Yalnız Gezerin HayalleriJean-Jacques Rousseau · Alfa Yayıncılık · 20184,087 okunma
Reklam
1,000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.