Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dikkat! Bu belirtiler varsa İman Zayıflığı Hastalığına Yakalanmışız Demektir En son ne zaman bir namazı huşuyla kıldığını, en son ne zaman Kur’an okurken etkilendiğini, en son ne zaman gözyaşlarıyla dua ettiğini, en son ne zaman bir nafile oruç tuttuğunu, en son ne zaman ciddi bir infakta bulunduğunu hatırlayamamak. Yani uzun zamandır bu ruh
Yalnızlık, bedeninle gölgenin arasına sıkışıp kalmak. Ruhunun belirsiz parçalara ayrılması ve hiçbir anda tam anlamıyla olamamak, hiçbir zamanda aidiyet parıltısı bulamamak. Yürümek ama duramamak. Durmak ama kalamamak. Dört duvardan bir "ev" çıkaramamak yani.
Reklam
"Biraz kabuklanmışım düne nazaran Hep yaşamasız mı kalacak yakın geçmişler? Yaşadıkça yaşamasızlığı aramak Hasreti gülücüklerle/müstehzi Uzayların keşfinde, Bildikçe esiri olmak sonsuzluğun. Kıkırdayıp, yaşayıp gitmeleri unutmak. Gitmemek için. Gitmemeyi en iyi anlayacak hissedişlerden uzak kalmak. Kalmak için... Kalamamak kalırken. Yarım kalmak."
Aynı odada on iki ayrı kafada, kılıkta, cinste, seviyede, sınıfta karıyla kalmak ne demek biliyor musunuz: Hiç yalnız kalamamak, sabahın köründe uyanmak zorunda olmak, yatağını düzeltmek ve o yüzlerce kızın dırdırını dinlemek, duymak…
Gidememek ile kalamamak arasında uçsuz bucaksız kalmak... H.
kalmak/kalamamak
insanın -öyle zamanlar gelip de- yola çıktığında nereye gidip sığınabileceği, nerede kalamayacağını anladığı, bazen ise, bazı yerde sadece imkanların öyle el vermediğini anlaması, bazı yerlerde ise insan gerçekliğiyle bu kez farklı bir biçimde karşılaşması, ahlat ağacı'nda söz edildiği bir meseledeki gibi, bir tür aydınlanma olarak düşünülmeli belki de. tüm imkanların denendiği, bütün mümkünlerin kıyısında olunabilecek, ama her ne olursa olsun, sırf yaşamaya devam etmek için verilen, itici bir gücü olan kararın insan insan, sokak sokak dolaştığı bir an-da yüreğinin aslında nerede olduğu, neye sonsuza dek katlanabileceğini ve artık ne ile karşılaşmak istemediğini daha iyi anlıyor sanırım insan. yola çıkmayan kendini kaybediyor evet, bu cümleyi içimde bir yerde hisseder ama hiç bu kadar canlı bir biçimde yüreğimde duyumsayamazdım. yola çıkmayan biri, nereye varabileceğini, nerde kabul göreceğini, nerde kabul görse bile, bunu istemeyeceğini bilemez. aslolanın, "herhangi" bir yerde kabul görmek, "herhangi" bir yerde çok sevilmek, kol kanat gerilmek, şefkat duyulmak, destek olunmak olmadığını anlayamaz. kaçıp da geldiğimiz, sevgi duymadığımız ama sırf seviliyorum, kabul ediliyorum dediğimiz her yer, -içimizdeki nar'ı dürter!- evet can acıtıyor, ama anlıyorsun. evet bazen düşüp de dizimizden aldığımız küçük bir yara, daha büyük düşüşler için cesaret veriyor. ama aynı zamanda, daha büyük ve uzun yollar için. git gidebildiğin kadar. ama anlayacaksın. bazen kalamayacak, bazen de başını arkaya çevirip kapının aralığından sızan ışığa bakıyor olarak bulu-nacaksın.
48 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.