Bu gece ya ölecektim ya da öldürecektim. Katil değilsin sen, katil değilsin… Cebimdeki bıçağı daha sıkı kavradım. Cebimdeki kağıdı da daha sıkı kavradım.
Birden, o melodinin sesini kesen çığlıkların sahibi öyle bir cümle kurdu ki, zaman durdu.
“Paltonuzu portmantodan alırken, kalbinizi evde mi bıraktınız? Göğsünüzü boş mu unuttunuz? Ne olursunuz, yardım edin!”
Bir şeyler daha söyledi ama hiçbir şey, bu söyledikleri kadar dikkatimi çekmedi.
Omzumun üzerinden ona baktım.
Anılarımın içindeki balerin işte tam da oradaydı, çocukluğumun sırtına bıçak olup batmamış, kanımın rengine boyanmamış gibi tüm beyazlığıyla orada, yaralı bir köpeğin önünde duruyordu.
Bu, kurşun askerin, balerini gördüğü ilk andı.