Bir Nedeni Yok Yalnızca Öptüm
Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata
Mart menekşeleri beni çok içine alamadı malesef..Biraz kırık kalpler Kürü'nü anımsattı gibi bana.. Ama çok kötü de diyemem açıkçası. Enazından itekleyerek okunan kitaplardan deil onu söyleyebilirim. . :)
Mart MenekşeleriSarah Jio · Arkadya Yayınları · 201622.5k okunma
Dikkat spoiler içerir.
Yazarın gelmiş geçmiş en güzel romanı. Louis Antioche, leylekler ile ilgili bir araştırma için Max Böhm ile tanışır. Leyleklerin göçünü incelemek için rotalarını takip edecektir. Çünkü o sene gelmesi gereken leylekler gelmemiştir. Ancak Max Böhm ölü bulunur. İşi araştırmaya başlayan Louis rota üzerinde pek çok ölüm ile karşılaşır. Ölenlerin kalbi yerinden sökülmüştür. Max aslında göründüğü gibi bir insan değildir. Leylekler vasıtasıyla dünyanın en büyük elmas kaçakçılığı şebekesini kurmuştur. İsrail'de tanıştığı Sarah aç gözlülüğünün kurbanı olur ve yakalanır. İşin kaçakçılık boyutu çözülmüştür ancak kaybolan kalpler ne ile ilgilidir? Louis bunu öğrendiğinde hem geçmişinin en karanlık yönünü öğrenecek hem de Tek Dünya denen sağlık örgütünün aslında esas niyetinin ne olduğunu anlayacaktır. Dünyanın en meşhur kalp cerrahlarından birinin karanlık yüzü ile karşılaşacaktır. Soluksuz okunan bir roman. Mutlaka okunması gerekenlerden.
Leyleklerin UçuşuJean-Christophe Grangé · Doğan Kitap · 202010.5k okunma
"Ama zor yoldan öğrenmiştim, kime aşık olacağımızı seçemezdik. Aşk bizi seçerdi. Aşk uygunluğu ya da kolaylığı ya da tasarıları umursamıyordu. Aşkın kendi planları vardı ve tek yapabileceğimiz yolundan çekilmekti."
Aman Allahımm, o nasıl bir sondu öylee!!! Ivy sen ne yaptın böyle yaa :( Kitabın sonu yaktı geçti ortalığı... Ve ben kitabı
Çok şirin bir kapak tasarımı olan Kağıttan Kalpler kitabını yazarın ilk kitabı olmasına rağmen, yayıncısı Arkadya olduğu için hiç düşünmeden almıştım. Her zamanki gibi Arkadya yine yanıltmadı beni ve beğenerek okuduğum bir roman oldu. Konusu biraz klişe olsa da gerek anlatımı, gerek olayların ilerleyiş kurgusu oldukça başarılıydı. Babasından miras kalan kitabevini işletmeye devam eden otuz yaşına merdiven dayamış ve bekar olan Abigail, tek düze hayatına devam ediyordu . Anca ne zamanki kiracısı olduğu binayı satın alan yakışıklı,dul ve bir o kadar da duygusal olarak yaralı olan Jacob gelene kadar.. Önce nefretle başlayan zıtlaşmalar ve ardından aşka dönüşen kırgınlıklar... Güzeldi.. Ben sevdim kitabı..