kamelyalıhük

kamelyalıhük
@kamelyali_huk
veağzıkalabalıksöylevcitakımıdeğirmeneyollansındosdoğru
87 syf.
·
Not rated
·
Read in 6 days
"Korkulusun, şaşkınsın, yabancısın..." diyor Kutlu. Benliğimizi yüzümüze belki de bir tokat gibi çarparak başlıyor öyküsüne. Bican'ı kendi merkezimizmiş gibi belirleyip etrafındaki insanlarla bize farklı yanlarımızı gösteriyor. Evet korkuluyum, korkuluyuz. "Yapraklar vardı. Tomurcuk güller, laleler, menekşeler... Sümbüller vsrdı." Şimdi ise nasıl var olduğunu bilmediğimiz beton yığınlarına bakan gözlerimiz. Korkuyoruz fabrikaların seslerinden. Evet şaşkınız. Çalışmasının arasında namazını kılan Seydalılarımuz vardı, şimdi fatura yatırırken, arkadaşı ile konuşurken, geçmiş hatıralırı dinlerken içinden ikindi namazı diyen ve sadece diyen insanlarımız var. Ve evet yabancıyız. Bayramda öpemediğimiz ellere, cenazesine dahi gidemediğimiz vefa borçlarımıza, ahlakımızın çıplaklığına yabancıyız. Bu dehşetin içerisinde kirletilmemiş bir su hayali ile bir musluğa eğiliyoruz. Clor kokuyor elimiz ayağımız. Belki de yazar clor diyerek hafifletiyor suya kattığımız kirliliğimizi. Hafifletiyor "Sonra kılarsın, sonra gidersin, hele sen eğlenmene bak, mayonu git bekliyoruz."  sözlerimizi. Kutlu bize "...mutlaka insan olarak, içlerinde hissettikleri bir şeye dayanarak, henüz kaybolmamış, ama bir yerlerde kabuğa çekilmiş bekleyen, ortaya çıkmaya utanan, bir şeye dayanarak, güvenerek rahatlatıyor, gülüveriyorlar..." diyerek anlatıyor içimizdeki korkuya, şaşkınlığı ve yabancılığı... O clor kokan sularımızı yokuşa akıtarak işliyor kirlenmişliğimizi ve temizlenip mavi olmayı bekliyor kitapta dünyamızı getirdiğimiz hal.
Yokuşa Akan Sular
Yokuşa Akan SularMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 19984,124 okunma
Reklam
282 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Hep yaşamın getirdiklerinden bahsederiz. Hatta çoğu zaman bahsetmekle kalmaz şikayetlere bulunur, gidişattan muzdarip buluruz kendimizi. Peki ya bunların hepsini biz seçtiysek. Hatta sırf düzene sokmak için çabaladığımı hayatımızda bir şeyler yapmaya çalışırken yapamadıklarımızın kaçırıyorsak. Yaşamaya çalışırken yaşamayı unutuyırsak. "Çünkü hayat yalnızca yaptıklarımızın değil, yapamadıklarımızdan da oluşur. Ve yaşadığımız her an... bir dönemeçtir." Bu dönemeçlerin içerisinde kayboluyoruz her gün. Her an geleceğimizin, geçmişimizin, bu günümüzün sorumlusu görüyoruz kendimizi ve giydiğimiz suç hırkasını altında eziyoruz duygularımızı. İşte gece yarısı kütüphanesi de kendimizi dönemeçlerimizde hissetmemiz sağlayan bir kitap. Matt Haig'in Nora Seed'e hayat verirken akıcı üslübuyla bizi de kendi hayatımızın derinliklerine sürükleyen eseri Gece Yarısı Kütüphanesi kesinlikle ödülünü hak eden bir kitap. Haig bize yaşamımızın nasıl olduğuna karar verme hakkımızın olduğunu hatırlatmakla beraber "Her şey olabilmek için her şeyi yapmamız gerekmiyor. Çünkü zaten sonsusuz." sözleriyle de aslında her hayatta, her seçenekte bütün duyguları deneyimleyebileceğimizi de hatırlatıyor. Kesinlikle okunması değil, yaşanması gereken bir sanat eseri...
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 20218 okunma
115 syf.
·
Not rated
·
Read in 25 days
Türk edebiyatında geleneğe yönelen Kutlu, Uzun Hikaye adlı eserinde tam anlamı ile Anadolu yaşamın yansıtmıştır. Kahraman bakış açısı ile yazdığı bu eserde kahramanımızın hayatının bir kısmını, konuşma dili ve samimi bir anlatımla okumanın yanı sıra dinleme hazzı uyandırarak işliyor. Kitapta sürekli gelenek ve Türk yöresinin parçalarını
Uzun Hikâye
Uzun HikâyeMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 202336.6k okunma