1956: Kısıtlı Faaliyetler 1956 yılında Ocak gazetesinde yayımlanan bir iki yazısı hariç Atsız'ın sessizliği devam etmektedir. Hatta 1954 yılında 3 Mayıs'ı anmak üzere Yıldız Parkı'nda yapılan kır gezisine dahi katılmamıştır. Ancak 1956 yılında 3 Mayıs vesilesiyle yapılan bir salon toplantısına katılır. Toplantı 05 Mayıs Cumartesi
Öner ve Yücel Davası: 31 Mart 1947'de Atsız, Zeki Velidî ve arkadaşlarının beraatıyla sonuçlanan Irkçılık-Turancılık Davası'nın yankıları 1947 yılında başlayan Öner ve Yücel Davası ile devam etmiştir. Dava, 29 Ocak 1947'de İçişleri Bakanı Şükrü Sökmensüer'in TBMM'deki bir konuşması ve Fevzi Çakmak'ın 05 Şubat
Reklam
Gazetelerde geniş olarak yer alan ve kamuoyunda geniş yankı bulan Öner ve Yücel Davası âdeta Irkçılık-Turancılık Davası'nın rövanşı haline gelmiştir. 18 duruşma sonunda, 19 Kasım 1947 tarihinde mahkeme davayı düşürmüş, Yücel, 09 Aralık 1947'de kararı temyiz etmiş, Yargıtay da 26 Mayıs 1948'de mahkemenin kararını bozmuştur. Ankara
Atsız da savunmasında işkenceleri şöyle anlatır: "Emniyet Müdürlüğü'nde işkence odasındaki feryatlarını kendi hücremden ıstırapla dinlediğim, mahkemede ilk tahkikattakine aykırı ifade verirse yeniden aynı işkenceye sokulmakla tehdit edildiğini bildiğim Reha... İnsanların insan gibi hava ve güneş görerek yaşayacağı kocaman bir askerî
Kaynaklar arasında yer alan kitaplardan derlediğim okunması gereken kitaplar listesi şöyle örneğin: 1-Doğan Avcıoğlu, Türklerin Tarihi 2-W. Bartold, İslam Medeniyeti Tarihi 3- W. Bartold, Moğol Istilasına Kadar Türkistan 4-Ahmet Demir, İslâm'ın Anadolu'ya Girişi 5-Abdülbaki Gölpınarlı, İslâm Tarihi 6-Kamuran Gürün, Türkler ve Türk Devletleri Tarihi 7-M. G. S. Hodgson, İslâm'ın Serüveni 8-Bernard Lewis, Tarihte Araplar 9-Robert Mantran, İslâm'ın Yayılış Tarihi 10-Ebu Cafer Taberi, Tarih-i Taberi 11-Ernst Werner, Büyük Bir Devletin Doğuşu
Sayfa 193Kitabı okudu
Demir Köprü, Kâmuran Şipal.
“Bıçak, İsmail’i kesmemişti ama beni kesmeyeceğine ilişkin bir şey söylenemezdi.”
Reklam
Demir Köprü, Kâmuran Şipal.
“Şimdi gerilere baktıkça, bütün yaşamım gözüme bir oyundan farksız görünüyordu. Oyun oynamaktan gerçek hayatı yaşamaya fırsat bulamamıştım. Sevgilerin nazenin çiçekler gibi titiz bir bakım ve ilgi gerektirdiğini görmezden gelmiş, gözlerim açılınca da iş işten geçmişti. Bir başkasıyla, başkalarıyla yaşamaların yükünü gözümde fazla büyütmüş, üzerimden yük kalkınca da ayaklarım yerden kesilip boşlukta kalakalmıştım.”
Demir Köprü, Kâmuran Şipal.
“Gökten bir salıncak inecek aşağı, seninle bineceğiz içine, salıncak bizi alıp gökyüzüne çıkaracak.”
Bir dizi yanılgının tutsaklığında yaşanmış yıllar. Yaşamakla yaşamamak arasında.
Bazı sözler hep sarıp sarmalar.
Sözlerinde hep beni yatıştırıp okşayan bir hava vardı. Aynı paylayıcı sözler ağzından çıkar çıkmaz sertliğini yitirir bana gelene kadar geride bıraktığı yolda tüm sevecenlikleri içine alarak ipekten bir tül gibi beni sarıp sarmalardı.
55 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.