Hz. Ömer'in bir fatih olarak Kudüs'e girdiği anı hatırlatmak istiyoruz. Hz. Ömer buraya girerken hiçbir Hristiyana, en ufak bir kötülüğün yapılmasına müsaade etmemiş, kiliseleri kendilerine bırakmış ve hiç kimsenin bu kiliselere dokunmamasını emretmişti. Ayrıca Kudüs patriğinin fevkalade gönlünü aldıktan sonra, patrik ona, kendi kiliselerinde namaz kılmasını teklif ettiğinde Hz. Ömer, bunu kabul etmeyip daha sonra gelecek Müslümanların, bu davranışı delil göstererek kiliseleri mescitlere çevirmeye kalkışmamalarını istemişti. Bunu açık kalplilikle ifade etmek lazım ki, Haçlı seferleri sırasında tekrar Müslümanların ellerinden aldıklarında, süvarilerinin dizlerine ve atlarının dizginlerine kadar çıkan bir kan gölü içerisinde şehre girişleri ve bütün Müslümanları ve şehirdeki herkesi kılıçtan geçirmek suretiyle büyük bir katliam yaptıklarını görüyor ve her iki fatihin Kudüs şehrine girişlerini yan yana getirip yorumu okuyucuya bırakıyoruz.
korkak yudum başlarken yeni tenle birlikte
tutkun ve kayıp bir yola yavaşça meyvelerle
yalnız kanın inzivası
ve bir kan gölü çölde kanatların
durgunluklarda şeffaflaştığı
bir suskunluk çimeninde toplanırlar
Hükümet yetkililerine ulaşmışlar ve sormuşlar sonra da; işte, geldik bize ne yapacaksınız diye ...
"sizi öldüreceğiz" demiş yetkililer gayet rahat bir şekilde..." Ama ibadetimizi yaptıktan sonra..."
Namaz kılmışlar infazcılar sonra da bölgeden topladıkları Ermenileri teker teker kesmeye başlamışlar. Kafaları bir yana, gövdeleri bir yana savrulmuş insanların...Kan gölü olmuş akmış...
Seni sevmiyorum de, ama bunu sert bir şekilde söyleme.
Ölümü kanıksamış olan cellat bile,
Zavallı adamın boynuna baltayı indirmeden önce, Kusura bakma der, özür diler.
Kan gölü içinde yaşayıp ölen bu adamdan
Sen nasıl daha katı olabilirsin?
Gökyüzü maviydi, güneş parlıyordu ve dallarının üstü buzla kaplanmış söğüt ağaçları, asılı kristaller gibi tıkırdadı ve ışıldadı. İki hafta sonra yılın en uzun gecesi olacaktı. Ardından yine güneş açmaya, yeryüzü ışığa ve sıcaklığa doğru seyrine dönecekti. Umuda doğru.
Her şey mümkün.
SILVIUS
Tatlı Phebe, hor görme beni, ne olur hor görme.
Seni sevmiyorum de, ama bunu sert bir şekilde söyleme.
Ölümü kanıksamış olan cellat bile,
Zavallı adamın boynuna baltayı indirmeden önce,
Kusura bakma der, özür diler.
Kan gölü içinde yaşayıp ölen bu adamdan
Sen nasıl daha kan olabilirsin?
PHEBE
Ben senin celladın olmak