ÇÖL Gobi'de hayata çok önem verilmezdi. Rüzgarın süpürdü­ğü, bulutlara kadar uzanan yüksek yaylalar. .. Güney taraflarına giden göçmen kuşların ziyaret ettiği, kenarı sazlıklı göller. .. Bu geniş alanın bütün şeytanları tarafından ziyaret edilen heybetli Baykal Gölü ... Kış ortalarının aydınlık gecelerinde, ufkun üze­rinde alçalan, yükselen kutup
Yaşlandığımızda ne oluyor?diye düşündü.İçimizdeki çocuk nereye gidiyor?
Sayfa 124 - Martı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Artık çok yoruldum.Her gece yatağa bir daha uyanmama dileğiyle giriyorum.Bir daha uyanmama umuduyla.Ve her sabah gözlerimi açtığımda tek hissettiğim hayal kırıklığı oluyor.İnsanlar hayatı sürdürmenin çok zor bir şey olduğunu düşünüyorlar.Ama biliyor musun,aslında kolay kısım o.Zor olan ölümdür.
Sayfa 383 - Martı YayınlarıKitabı okudu
390 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 6 days
Üç bölüm, üç acı. Ağır, mutlu sonla bitmeyen bir hikaye. Bozkırda, Isık Gölde, Mujunkum’ da geçen kurtların, insanların hikayesi. Akbar, Abdias ve Boston’un yaşadıklarını anlatıyor. Akbar yavrularına ve eşine bağlı bir anne. Bazen yavruların çektiklerini dinliyorsunuz bazen ise abdiasın Tanrıyla, papazla, kaderle, hayatla olan çekişmesini. Kader diyor, kadere inanıyor. Son bölüm...son bölüm de iyiler de var kötüler de, dünya resmen ikiye ayrılıyor, insanlar kendi aralarında günahlarına göre tasnif ediliyor. Boston’un iyi bir insan olmasıyla başlayıp hayatının namlunun ucunda devam etmesiyle, Akbar ile arasında geçen mücadeleyle devam ediyor. Hayat iyi bir insan olsa da insanların son raddeye geldiği zaman sınırlarını aşabileceğini gösteriyor ona ve bambaşka bir insan oluyor. Namlunun ucunda kan oluyor, dünya dönüyor ve Isık göl bir anda kan gölü oluveriyor. 3 ayrı hikayeyi şöyle sonlandırıyor Aytmatov: “Yaşamak arzusu doğup doğup ölüyordu içinde...” çünkü yaşamak artık onun için bir alev alev olmuş cehenneme dönüşüyor. Pişmanlık da, intikam da, iyilikte içinde bir dünya oluyor.
Dişi Kurdun Rüyaları
Dişi Kurdun RüyalarıCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 20236.9k okunma
...ama birdenbire parçalandı pencerelerimiz, topla atılan demir kesmeleri, tam ortasındaydı kitapların, birikinti sokaklarda kan gölü: gülümsemesi olmaz savaşın... ....
Sayfa 217 - altın kitaplar yayınevi kasım 1971 basımındanKitabı okudu
Herkes inançlarında özgürdür. Başkasına zarar vermediği sürece tabi. Kan Gölü, Tess Gerritsen
Reklam
Zamanı geri alamam...Sana verdiğim acıyı silemem.
Sayfa 391
Karanlığın içine hapsolmuştu,tabut gibi bir yerdeydi.Su, kafasının üzerine geçip burun deliklerini doldurmadan önce derin bir nefes almaya vakti yoktu. O son nefese tutunmaya çabalarken ciğerleri acıdı.
Sayfa 383
Çoğu kimse hiçbir şey söylememeyi tercih eder, seninle hemfikir olsa bile.
Sayfa 265
Herkes kendi inancının gereklerini yerine getirmekte özgürdür.Başkasına zarar vermediği sürece.
Sayfa 153
Reklam
Kadınlar her zaman erkeklerin özür dilemesini bekler.
Sayfa 25
Resim Resim sanatına o kadar ket vurmadılar. Geleneksel olarak yine bil­gin seçkinlerin konusu olan resmi Kubilay ve yanındaki Moğollar daha kolay anlıyorlardı, çünkü onu takdir edebilmeleri için dil gibi büyük bir engeli aşmaları gerekmiyordu. Kağanın gösteriş merakı da görsel su­numlara daha çok duyarlı olmalarına neden oluyordu. Kubilay,
O, elinde balta orada duruyordu. Düşünecek zamanı yoktu, dehşete kapılacak zamanı yoktu. Kapıyı tam zamanında kapatıp sürgüledi.
Sayfa 14
Akdeniz ne vakittir kan gölü, ne vakittir gözyaşlarımızla dolmuş bir iç deniz ! Leyla İpekçi
Geri199
1,500 öğeden 1,486 ile 1,500 arasındakiler gösteriliyor.