benim ömrüm hep beyaza kandı ey "şarkısı beyaz"ı
ama hangi beyazı tutsam gri oluyor,
sonra boğuluyor,
kararıyordu...
hiçbir beyaz
bembeyaz;
hiçbir yaz,
yaz kalmıyordu
(bütün griler eskiden beyazdı feride...)
Ve kadın yaratıldı
Bütün erkekler ona kandı
Hep gururunun ardından baktı
Yine de gönüllerde yaşadı
Göçmen kuşlarını kıskandı
Diyar diyar dolaştı
Yine de unutulmadı, unutulmadı
youtu.be/I3sDkq8PylY?si=...
Gcceydi... Bütün insanların çırılçıplak olduğu bir zaman dı. Onları düşünüyordum; gümüş tepsilerdeki kristal kadehlerden zamanı yudumlayan insanları düşünüyordum. trili ufaklı ayna ların karşısında enseleri bembeyaz kadınlar boyanıyordu. Uzun uzun parmakları vardı kadınların. öpülmeye alışmış dolgun dudakları vardı. Kocaman kocamandı kalçaları. O kadınları dü şünüyordum.
Bir kurt bir geyiği kovalıyorrlu yüreğimde. Geyik soluk so luğaydı, yorgundu, bitkindi. Karların üzerinde akıp giden bir yıldız gibiydi. Koşuyordu. Koşmak kurtuluş değildi belki, ama bir ümitti. Koşmalıydı.
Oysa birer namlu ağzıydı kurdun gözleri. Avına güvenle, şehvetle yaklaşıyordu. Yeni bilenmiş, sedef saplı bıçaklara ben ziyordu dişleri. Bütün dileği et ve kandı. tstese geyiğe hemen yetişebilirdi, ama uzasın istiyordu bu şehvetli koşu, bu bütün damarlarına yayılan sarhoşluk bitmesin istiyordu.
Kar ve kan. Ak ve kızıl.
Bir yüzün suçsuz zemininde
Tutkunun canlandırdığı şey.
Siması da iması da Yusuf’un
Böyleymiş meğer.
Kar üstüne düşen kandı
Yamandı
Bir Yusuf Masalı
İsmet Özel