Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dış çevrenin görsel bilgisine açılan kapı konumundaki, sadece kendini görürse hastadır (katarakt) ve tedaviye muhtaçtır. Sağlıklı göz, kendi varlığından habersiz olan gözdür.
Okuyunca çok etkilendim
Hz Ali efendimiz Hayber kalesi fethedilene kadar eline bi kapı almış ve kendine kalkan yapmış .Savaş bittikten sonra o kapiyi 7 kişinin kaldıramadığı söylenir . Ama Hz Fatima nin tabutunu kaldıramaz yardım ister .İmanin gücü sevginin karşısında güçsüzlüğü…. Rahman kimseyi sevdiklerinden uzağa koymasın ..
Reklam
Birinin de çok alıştığı bir şey vardı Kapı Sanki bir olmazlığa doğru Açılıp kapandı.
Yakın ilişkiye girdiğim kişilerin, bir araya geldiğimizde beni yeniden görmekten dolayı duydukları mutluluğu hissettirmeleri benim için daima önem taşıyan bir husus olmuştur.
Sayfa 35 - YkyKitabı okuyor
"Kapalı kapı nasıl açılır? Anahtara düşman kesilmişsin.."
, bir ata binip evi terk edeceğim, evde ölülerle yaşamak mümkün değil çünkü, kokuyorlar, gül kokuyorlar, ölenin üzerine bir sprey sıkıyoruz artık, gül spreyi! sıkıyoruz, çürürken gül kokuyorlar, evin tüm kapıları açıldı taya, her kapı açıldı, kötülüğe dair her kapı burnumun dibinde
Reklam
Cücegazuv’un büyük diyarı ve şehri. Ezgisi
Dünya gençti, yemyeşildi dağlar Lekelenmemişti Ay’ın yüzü daha Ne derelere isim konmuştu, ne taşlara Durin uyanıp tek başına dolaşttğıdaa. isimsiz tepelerle vadilere isimler verdi; Henüz tadılmamış kuyulardan su içti; Eğilip baktığıma Aynagöl’e Gördü başının gölgesi üzerinde Yıldızlardan yapılmış bir tacın belirdiğini Sanki gümüş bir ipe dizilmiş mücevherler gibi. Dünya saftı, dağlar yüce mi yüce; 0 eski günlerde, çok daha önce Devrilişinden Nargothrond’un yüce kralının Ve göçmesinden Gondolin’in Batı Denizlerinin ötesine, Saftı DünyaDurin’in Günlerinde. Bir Kral’dı o, oymalı tahtında Sütunlarla dolu salonlarında Gümüş zemin, altın çatı Güç riinleriyle örtülüydü kapı. Güneş, yıldız ve ay ışığı Doldururdu billur lambaları, Ne bulut örter ne de gölgelerdi gece Pmldardı sonsuza dek zarafetle. Oradadöverdi çekiçler örsü, Hakkâk yazardı, yontardı keski; Orada dövülürdü kılıç, bağlanırdı kabzası, Kazıcı kazar, örerdi duvarcı. Orada beril, solgun opal, inci Ve metal işlenirdi balık pulları gibi, Kalkanlar, zırhlar, baltalar, kılıçlar Yığınlaydı parıl parıl parlayan mızraklar. Yorulmazdı o zamanlar Durin ‘in halkı; Dağların altında müzik uyanırdı: Harpçılar harp çalar, okurdu ozanlar Kapılarda durmadan öterdi borazanlar. Dağlar yaşlı, dünya kül rengi, Demirhanenin ateşi küllenmiş buz gibi; Çalman harp, düşen çekiç yok artık: Durin’in salonlarında tek yaşayan karanlık; Bir gölge uzamyorşimdilerde Moria, Khazad-dûm’daki mezarı üzerinde Ama batmış yıldızlar görünüyor hâlâ Karanlık ve rüzgârsız Aynagöl sularında; Tacı orada, derin sularda yatar Durin tekrar uykusundan uyamncaya kadar.
Kim bilmez ki delilik. Özgür bir kafanın yiğitçe çıkışları, yüce ve görülmedik bir erdemin ortaya attıklarıyla çok yakın kapı komşusudur.
Sayfa 155
‘Dost’ deyiver, öyle gir, (Elfce)
Buldum!” diye bağırdı. “Elbette, elbette! Cevabı bulunan bütün bilmeceler gibi, saçmalık derecesinde basit.” Asasını alarak kayanın önünde durdu ve berrak bir sesle konuştu: Mellon! Kapı yavaş yavaş ortadan aynldı ve her iki kanat duvarlara dayamncaya kadar santim santim dışarı doğru açılmaya başladı.
“Çalınan her kapı hemen açılsaydı , ümidin, sabrın ve isteğin derecesi anlaşılmazdı . “
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i Rumi
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.