Vahdettin odaya girdi. Kendisine hiç yakışmamış bonjurunun içinde, yorgun yüzlü ve uzun çeneli, kara kuru, sevimsiz bir adamdı. Brokar kumaşla kaplanmış bir kanepeye oturdu, hizmetkârlarının selamlarını kabul ettikten sonra, yorgun bir tavırla gözlerini kapadı. iki kez gözlerini büyük bir çabayla açıp boş boş baktıktan sonra, uyuklamaya başladı. Mustafa Kemal, onun yarım akıllı olduğu sonucuna varmıştı.